

Güncel Gelişmeler Işığında Elektronik Sözleşmelerin Kurulması
338
vasıtalarla yapılmış olması nedeniyle hukukî etkiden ve geçerlilikten
yoksun kalmalarına neden olabilecek düzenlemelerden kaçınma yü-
kümlülüğü yüklenmiştir. Bu husus, üye devletlere, elektronik sözleş-
melerin kurulmasını engellememe ya da zorlaştırmama yükümlülüğü
yüklerken aynı zamanda bir anlamda Avrupa Birliği’nde elektronik
sözleşmelerin kurulmasını teşvik eder niteliktedir.
III. Elektrik Sözleşmelere İlişkin Türk Hukukunda Yer Alan
Düzenlemeler
1. Genel Olarak
818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun kabul edildiği dönemde,
elektronik sözleşme kavramı henüz mevcut değildi. Bu nedenle mül-
ga Borçlar Kanunu’nda ilk başlarda elektronik sözleşmelere ilişkin
bir hüküm bulunmamaktaydı. Bununla birlikte, 818 sayılı Borçlar
Kanunu’nun yürürlükte kaldığı dönemde, gelişen teknolojiyle birlik-
te, elektronik sözleşme kavramı ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine, 2004
yılında, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 14. maddesinde, elektronik söz-
leşmeleri ilgilendiren bir değişiklik yapılmıştır. 5070 sayılı Elektronik
İmza Kanunu’nun
16
22. maddesiyle, mülga Borçlar Kanunu’nun 14.
maddesine, güvenli elektronik imzanın, elle atılan imza ile aynı ispat
gücünü haiz olduğuna ilişkin bir cümle eklenmiştir. Bu ifade, yazılı
şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerin elektronik ortamda da ku-
rulabilmesine olanak sağlamıştır.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borç-
lar Kanunu, 22 Nisan 1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nu
yürürlükten kaldırmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kabul
edildiği dönemde, elektronik sözleşmeler yaygın olmasına rağmen,
Kanun’da elektronik sözleşmelere ilişkin bir tanım ya da ayrıntılı bir
düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte, 6098 sayılı Kanun’un
15. maddesinde de yazılı şekle bağlı elektronik sözleşmelerin kurul-
ması bakımından önem taşıyan güvenli elektronik imzanın, el yazı-
sıyla atılmış imzanın bütün hukukî sonuçlarını doğuracağı ifadesine
yer verilmiştir.
16
R.G. 23.01.2004, S. 25355.