

Türbanlı Yargıç Olur Mu?
412
Anayasamızın 138. Maddesine göre ‘Hâkimler, görevlerinde ba-
ğımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî
kanaatlerine göre hüküm verirler.’ Md. 140/2 gereğince de ‘Hâkimler,
mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre gö-
rev ifa ederler.’
Anayasal ölçüler dikkate alındığında, mahkemeler ve yargıçlar
için temel nitelik, bağımsız olma ve tarafsız davranma ilkeleridir.
Bu ilkeler, bütün demokrasilerde ve hukuk devletlerinde kabul
edilmiş, hatta dikta yönetimlerinde dahi göstermelik olarak varlı-
ğına itiraz edilemeyen ilkelerdir.
Bir yargıcın tarafsız ve bağımsız olmasının amacı, yargıladığı
kişilerde tarafsız davranacağı yön
ün
de bir kanaat oluşmasını sağ-
lamaktır.
Çünkü
mahkeme karar
ın
a, yargılananların rıza gösterme-
lerini sağlayan husus, kararın tarafsız bir kişi tarafından verildiği
yönündeki inançtır. Mahkeme kararlarına uyulmasında ikna edici
temel unsur yargıcın tarafsız davranacak üçüncü kişi olmasıdır. Bu
nedenle, mahkemelerin ya da bir yargıcın sadece içsel olarak ba-
ğımsızlık yaşaması ve duyumsaması yetmemekte, aynı zamanda
görünür olarak da tarafsız ve bağımsız olduklarını ortaya koyma-
lar
ı gerekmektedir. Tarafsızlığın görünürde sağlanması için yargıçla-
rın, yargıladıkları kişilerde ve onları temsil eden avukatlarda, tarafsız
olamayacağı kanısını uyandıran görsel simgeler taşımamaları gerekir.
Yargıçların cübbe giymelerinin, peruk takmalarının bir amacı da bu-
dur. Herkes için ‘aynı’ olan nesnel, objektif bir yargıç görüntüsünün
verilebilmesidir.
Bu görüntüyü bozacak her simge, ister t
ürban
gibi
dinsel bir simge olsun, ister siyasal bir simge olsun, yargılanan ki-
şinin zihinsel dünyasında, objektif olunamayacağına ilişkin bir
algı yaratıyorsa, tarafsızlığı bozacak o simgenin kullanılmaması
gerekir.
Yargıçlar da her yurttaş gibi din ve inanç özgürlüğüne sahiptir.
Ama yargıçlar aynı zamanda devletin asli üç görevinden birisi olan
yargılama görevini yerine getiren kişilerdir. Bu nedenle yargıçların,
kişisel hak ve özgürlükleriyle, yaptıkları kamusal görevin gerekleri
arasında bir denge tutturmaları, tutum ve davranışlarını buna göre
düzenlemeleri gerekmektedir.
Bu çerçevede bir yargıç, eğer inancına
göre yaşamak istiyorsa,
görevini yaparken
hakların yarışması olgu-