

TBB Dergisi 2016 (125)
Başar YALTI
415
Bu nedenle; geçerliğini korumakta olan 13.02.2013 tarihli AHİM
Büyük Daire kararında belirtilen, devletin, ‘dini inancını başörtüsü
takarak sergileme özgürlüğünü, eğer bu özgürlüğün uygulaması, baş-
kalarının hak ve özgürlüklerini, kamu düzeni ve güvenliğini koru-
ma amacıyla çatışıyorsa sınırlayabileceği’ görüşünün dikkate alınması
Anayasa m.90/son gereğince zorunludur.
Bu durumda, yukarıda sözü
edilen çatışan iki haktan, kamusal karaktere tartışmasız şekilde
sahip olan, ‘tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkı’ na öncelik
verilmesi gerekeceğinden, bir yargıcın türban takması görmezden
gelinecek, hoş görülecek bir davranış olarak kabul edilemez.
Sorun yargı etiği açısından değerlendirildiğinde de benzer
sonuca ulaşılması kaçınılmazdır.
2003/43 Sayılı Birleşmiş Millet-
ler BANGALOR YARGI ETİĞİ İLKELERİ (BYEİ), yargıçların uyması
gereken ana kuralları; tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük ilkeleri ola-
rak belirlemiştir.
Birleşmiş Milletler BANGALOR YARGI ETİĞİ
İLKELERİ
’ne göre (Değer 2) tarafsızlık, yargı görevinin tam ve doğ-
ru bir şekilde yerine getirilmesinin temelidir ve tarafsızlık ilkesi,
sadece karar için değil, aynı zamanda kararın oluşturulduğu süreç
açısından da gerekli görülmektedir.
BYEİ gereğince, yargıçların ma-
kul şekilde düşünen bir kişide tarafsız olarak karar veremeyeceği iz-
lenimi bırakmaması gerekmektedir. Dolayısıyla üzerinde taşıdığı sim-
geler bir yargıcın tarafsızlığı konusunda kuşku yaratıyor ise o yargıcın
simgeleri taşımaya hakkı bulunmamaktadır.
Ayrıca, yargılama süreci aynı zamanda bir iletişim ortamıdır.
Bu ortamın davranış kodları yasalarla ve evrensel kabullerle, taraf-
sızlık ve bağımsızlık olarak belirlenmiştir. Yargılama mizanseninde,
özellikle yargılamayı görünür kılan duruşmalarda, temel kodun dışı-
na taşacak, simgesel uyarıcıların bulunması kabul edilemez. Örneğin
yargılama sırasında taraflardan birisinin yargıcı etkileyebilecek özel
bir yöntem kullanması nasıl mümkün değilse, yargıcın da taraflarda
böyle bir izlenim yaratması kabul edilemez. Çünkü yargıcın kullana-
cağı simgeler, iletişim tekniği bakımından
‘belirtken uyarı’
ya dönü-
şür ve o simgenin taraflarda bırakacağı izlenim ve algı ister istemez
öne çıkar. Bu bakımdan, yargıcın kullanacağı simgelere dikkat etme-
si, taraflarda tarafsız olmadığı algısını uyandıracak simgeleri kullan-
maktan kaçınması gerekir. Adaletin sembolü olan Themis’in gözleri-
nin bağlı olarak resmedilmesi de bundandır.