Previous Page  308 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 308 / 393 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (126)

Arif Barış ÖZBİLEN

307

SONUÇ

MK m. 834 hükmü ile kanun koyucunun, irat alacağını güvence

altına alabilmesi için yüklü taşınmaz malikine -üst hakkını kuran

irtifak sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa bile- kaynağını kanun

hükmünden alan bir ipotek hakkı tanıması, onun, özellikle yüklü ta-

şınmaz malikinin irat alacağını elde etmesi konusundaki menfaatle-

rini koruma amacı güttüğüne işaret etmektedir. Öte yandan Medenî

Kanun ile, irat alacağının güvencesini oluşturan kanunî ipoteği tescil

ettirme borcunun eşyaya bağlı borç (

propter rem

) niteliğine kavuşturul-

ması ve bu sayede yüklü taşınmaz malikine, teminat ipoteğinin kurul-

ması yönündeki talep hakkını, yalnızca üst hakkı iradını ödeme borcu

altına girmiş olan üst hakkı sahibine karşı değil, sonraki üst hakkı

sahiplerine karşı da ileri sürebilme yetkisinin verilmesi de yine, taşın-

maz malikinin irat alacağına yönelik menfaatlerinin etkin bir biçimde

korunması amacını taşımaktadır. İrat alacağının güvencesini oluştu-

ran kanunî ipoteğin kurulması yönündeki talebin hukukî niteliğinin

“yenilik doğuran hak” olması da bu düşüncemiz ile örtüşür nitelikte-

dir. Nitekim yüklü taşınmaz malikinin yenilik doğuran bu hakkı kul-

lanması neticesinde, üst hakkı sahibinin iradesinden bağımsız olarak

yeni bir hukukî sonuç meydana gelmekte, yenilik doğuran bu hakkın

muhatabı olan üst hakkı sahibi bu beyanın kendisine ulaşması ile bir-

likte, doğrudan doğruya ipoteği tescil ettirme borcu ile karşı karşıya

kalmaktadır.

Tüm bu anlatılanlara rağmen, üst hakkı sahibinin, bu hakkın te-

sisi karşılığında yüklü taşınmaz malikine karşı üstlendiği irat ödeme

borcu kişisel nitelikte bir borç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ne-

denle üst hakkının başkasına devri halinde, üst hakkını devralan kişi

şayet irat ödeme borcunu üstlenmemiş ise, yüklü taşınmaz malikinin

irat alacağını ona karşı ileri sürmesi mümkün olmamaktadır. Türk hu-

kukunda bu hakkın tapu siciline şerh verilmek suretiyle eşyaya bağlı

borç niteliği kazanma imkânı da bulunmamaktadır.

İsviçre Medenî Kanunu’nda yapılan 2012 tarihli yasa değişikliğin-

de olduğu gibi, Türk hukukunda da şerh imkânının, MK m. 830’da

düzenlenen anlaşmalarla sınırlı tutulmayarak, irat alacağına yönelik

anlaşmalar da dâhil olmak üzere, üst hakkının içeriğini doğrudan il-

gilendiren hususlar dışında kalan ve resmî senette düzenlenen tüm