Previous Page  35 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 545 Next Page
Page Background

34

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Özgürlüğü Bakımından Devletlerin Pozitif Yükümlülüğü

genel tehlike durumunun” varlığını tespit çalışmasını yaparak davalı

devletin olağanüstü hâl ilan etmesinin haklı olup olmadığını değer-

lendirip ve bu bağlamda da ilgili devletin AİHS’te öngörülen yüküm-

lülüklerine aykırı tedbirler almasına imkân veren AİHS 15. madde-

sinin her bir dava için uygulanabilirliğinin olup olmadığı hakkında

karar vermektedir.

68

Uygulanabilir bulduktan sonra ise olağanüstü hâl

ilânıyla kayıtlanan hak ve özgürlüklerin “sınırlama sınırlarını” aşıp

aşmadığını yukarıda belirtilen ilkeler ışığında incelemektedir.

Bu makalede ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapma öz-

gürlüğünün öncelikli olarak hem ilgili Anayasa hükümleri altında

hem de AİHS 15. madde kapsamında istisna tutulan çekirdek haklar-

dan (yaşam hakkı (Anayasa 17. madde ve AİHS 2. madde), işkence ya-

sağı hakkı (Anayasa 17. madde ve AİHS 3. madde) vb.) sayılmadığının

altının çizilmesi dolayısıyla olağanüstü hâl kapsamında çeşitli sınırla-

malara tabi olabileceğini belirtmek gerekmektedir.

2935 sayılı Olağanüstü Hâl Kanunu 11. maddesinde “

(…) genel gü-

venlik, asayiş ve kamu düzenini korumak, şiddet olaylarının yaygınlaşmasını

önlemek amacıyla [9. Maddede]

öngörülen tedbirlere

ek olarak (…)

” (m)

bendi altında “

Kapalı ve açık yerlerde yapılacak toplantı ve gösteri yürü-

yüşlerini yasaklamak, ertelemek, izne bağlamak veya toplantı ve gösteri yü-

rüyüşlerinin yapılacağı yer ve zamanı tayin, tespit ve tahsis etmek, izne bağ-

ladığı her türlü toplantıyı izletmek, gözetim altında tutmak veya gerekiyorsa

dağıtmak

” hükmü yer almaktadır. Bu bağlamda, toplantı ve gösteri

yürüyüşleri yapma hakkıyla ilgili müdahalelerin “ek” bir tedbir ola-

rak düzenlendiği, dolayısıyla özellikle ölçülülük ilkesi kapsamında bu

özgürlüğe ilişkin tedbirlerin gerçekten olağanüstü hâl ilanıyla ulaşıl-

mak istenen amaca doğrudan hizmet etmesi durumunda alınmasının

AİHM tarafından kabul görebileceği düşüncesindeyim. Aksi takdirde,

davalı devlet ölçülülük ilkesine riayet etmediği ve dolayısıyla aldığı bu

tedbirlerin keyfi uygulamalar olduğu şeklinde bir değerlendirmeyle

karşı karşıya kalacaktır.

Kaldı ki, bu makalenin konusu olan devletin toplantı ve gösteri

yürüyüşleri bağlamındaki pozitif yükümlülüğü yukarıda da anlatıl-

maya çalışıldığı üzere devlete söz konusu hakkın üçüncü kişiler tara-

68

Aynı yönde bknz. AİHMKararı, Lawless/İrlanda, 01.07.1961, Başvuru No.332/57.