Previous Page  41 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 41 / 545 Next Page
Page Background

40

Türk Hukukunda Siyasi Haklar ve Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu

GİRİŞ

Kişilerin doğuştan sahip oldukları, vazgeçilmez, devredilmez ve

herkes tarafından uyulması, saygı gösterilmesi gereken birtakım te-

mel hak ve hürriyetleri vardır. Bunların tamamı için genel bir ifade

olarak “insan hakları” kavramı kullanılmaktadır. Bu bakımdan insan

hakları çeşitli haklardan oluşan bir katalog olarak da düşünülebilir.

Bu katalog haklar sistematik bir çerçevede farklı sınıflandırmalara tabi

tutulmaktadır. Bunlardan birisi “kuşak sınıflandırması” olarak da bi-

linen, temel hak ve hürriyetlerin ortaya çıktıkları zaman dilimine göre

ayrıma tabi tutan sınıflandırmadır. Bir diğeri, Alman hukukçu George

Jellinek tarafından yapılan ve “klasik sınıflandırma” olarak da bilinen;

temel hak ve hürriyetlerin konularına ve korudukları değerlere göre

farklı kategorilere ayrıldığı sınıflandırmadır. Buna sınıflandırmada;

kişinin özel alanının sınırlarını çizen ve devlet tarafından dokunula-

mayacak, aşılamayacak ve korunması gereken hak ve hürriyetler “ne-

gatif statü hakları” olarak adlandırılmaktadır. Kişilere devlete hizmet

etme, katkı sağlama ve yardım etme gibi olumlu bir davranış isteme

imkânı tanıyan haklara “pozitif statü hakları”; kişilerin üzerinde ya-

şadıkları ülkenin yönetimine katılmasını sağlayan haklara da “aktif

statü hakları” denilmektedir. 1982 Anayasası’nda da temel hak ve hür-

riyetler klasik sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. Buna göre, 17-40’ıncı

maddeler kişi hakları ve ödevleri (negatif statü hakları), 41-65’inci

maddeler sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler (pozitif statü hakları),

66-74’üncü maddeler siyasi haklar ve ödevler (aktif statü hakları) ola-

rak ayrı bölümlerde düzenlenmektedir.

Siyasi haklar kişinin devlet yönetimine katılımına imkân sağlayan

haklardır. Bu bakımdan katılım hakları olarak da adlandırılmaktadır.

Demokratik anayasaların tamamında diğer temel hak ve hürriyetler

gibi siyasi haklar da koruma altına alınmıştır. Türkiye’de 1924, 1961

ve 1982 Anayasalarında temel hak ve hürriyetler güvence altına alın-

mıştır. Temel hak ve hürriyetlerin kategorik ayrıma tabi tutularak ele

alınması ise 1961 Anayasası ile başlamış; 1982 Anayasası’nda da aynı

sistem benimsenmiştir.

Kişinin siyasi hak ve hürriyetlerini serbest ve hür bir şekilde kul-

lanmasını sağlamak devletin asli görevlerinden biridir. Kişiyi bu hür-

riyetinden yoksun bırakan diğer kişiler ise cezai yaptırımlarla karşı