Previous Page  366 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 366 / 545 Next Page
Page Background

365

TBB Dergisi 2017 (128)

Hasan DURSUN

ve toprak mülkiyetinin bu soyutlama sınırları içinde kalamayacakla-

rını, ancak işçi emeğinin bu soyutlamadan çıkamayacağını, öyleyse

işçi için sermaye, toprak mülkiyeti ve emeğin ayrılmasının ölümcül

olduğunu, ücret için en düşük ve en zorunlu oranın, işçinin çalışma

sırasındaki geçimi ve bir aileyi besleyebilmek ve işçiler soyunun sön-

memesi için “zorunlu artık” (excédent) olduğunu, olağan ücretin kapi-

talist düzenin temel kurucusu Adam Smith’in belirttiği üzere “yalın

insanlık” (simple humanité) ile bir başka deyişle, bir hayvan yaşamı ile

bağdaşabilen en düşük ücret olduğunu ifade etmektedir.

40

Marx, Adam Smith’in görüşlerini analize devam ederek, Smith’in

başlangıçta, emeğin tüm ürününün işçiye ait olduğunu, ancak aynı za-

manda gerçeklikte işçiye düşen şeyin ürünün çok küçük ve sıkı sıkıya

zorunlu olan bölümü olduğunu da belirttiğini, Smith’in bu savından

işçinin insan olarak değil, işçi olarak var olması için; insanlığı sürdür-

mesi için değil, köle işçiler sınıfını sürdürmesi için zorunlu olan bölü-

mü olduğunu ifade etmektedir.

41

Bu çerçevede Marx, daima, kapitalist

düzende ücretin en az seviyeye düşeceği görüşünü savunmaktadır.

42

Marx, ücretin, belirli bir emek-zamanı karşılığında ya da belirli

bir işin yapılması karşılığında kapitalist tarafından ödenen para tutarı

olduğunu, kapitalistin, bundan ötürü, para ile emeklerini satın alıyor

göründüğünü, onların da kapitaliste bu para karşılığında emeklerini

satacaklarını, ancak, bunun yalnızca görünüşte olduğunu, zira ger-

çekte işçilerin para karşılığında kapitaliste sattıkları şeyin emek gücü

olduğunu ifade etmektedir. Yazar, kapitalistin bu emek-gücünü, gün-

lük, haftalık, aylık gibi yollarla satın alacağını, satın aldıktan sonra da

işçileri baştan şart koşulan süre boyunca çalıştırarak söz konusu emek

gücünü kullanacağını belirtmektedir. Düşünür, kapitalistin işçilerin

emek gücünü satın aldığı bu parayla, örneğin iki mark karşılığında

iki kilo şeker ya da belirli bir miktarda herhangi bir başka meta satın

alabileceğini, iki kilo şekerin satın aldığı söz konusu iki markın iki

kilo şekerin fiyatı olduğunu, emek gücünün on iki saatlik kullanımını

satın aldığı bu iki markın on iki saatlik emeğin fiyatı olduğunu, demek

ki emek gücünün bir meta olduğunu, şekerden ne eksik ne de fazla ol-

40

K. Marx, 1844 El Yazmaları Ekonomi Politik ve Felsefe, s. 88-89 ve dn. 1.

41

Marx, 1844 El Yazmaları Ekonomi Politik ve Felsefe, s. 94 ve dn. 8.

42

Fazla bilgi için bkz. Marx, 1844 El Yazmaları Ekonomi Politik ve Felsefe, s. 94.