

446
Güney Çin Denizi Tahkiminde Hakemlik Mahkemesi’nin İnsanlığın Ortak Mirası ...
Hakemlik Mahkemesi’ne göre bu insanlar, ağırlıklı olarak dışarıdan
yapılan erzak tedarikine bağlı şekilde yaşamaktadır. Bu insanların
mevcudiyeti, o adasal yapıların bizatihi kendileri tarafından sağlan-
mamakta, tersine, anakara ile devamlılık arz eden bir erzak ve haber-
leşme kanalı ile sağlanmaktadır. Askeri ve diğer resmi personel, çeşitli
egemenlik iddialarını destekleme çabası bağlamında söz konusu ada-
sal yapılarda konuşlandırılmıştır. Yine Hakemlik Mahkemesi’ne göre
bu personelin kendi iradeleriyle oralara yerleştikleri konusunda bir
delil yoktur ve eğer mevcudiyetleri için resmi ihtiyaç ortadan kalkmış
olsa, hiçbiri oralarda kalmaya devam etmeyecektir. Bu çerçevede Ha-
kemlik Mahkemesi, Thitu ve Itu Aba gibi yapılardaki sivilleri de içine
alan insan yerleşiminin, resmi nedenli motivasyonlara dayandığını ve
bu adasal yapılar üzerinde bir egemenlik uyuşmazlığı bulunmasaydı,
gerçekleşmeyeceğini belirtmiştir.
Görüldüğü gibi Hakemlik Mahkemesi, bu insanların mevcudiye-
tinin tipik bir yerleşim olmadığını, doğal olmayan bir yerleşim oldu-
ğunu, uyuşmazlık halindeki devletlerin egemenlik iddialarına dayan-
dığını açıkça belirtmiştir. Bu bağlamda daha önce, söz konusu adasal
yapılara insan yerleştirme faaliyetinin, münhasır ekonomik bölge
alanı kazanmak için bir makyaj olma ihtimaline dikkat çekerken,
egemenlik uyuşmazlığı bağlamında bu faaliyetin, aslında bir makyaj
olduğunu, bir makyaj olduğunu açıkça vurgulamadan belirtmiştir.
Böylece, bir gerçeği, bir yargılama makamının sorumluluğu çerçeve-
sinde ifade etmiştir. Gerçekten de uyuşmazlık tarafı devletlerin, söz
konusu adasal yapılar üzerine insan yerleştirmek suretiyle yaptıkları
makyaj, tipik bir egemenlik gösterisidir.
Hakemlik Mahkemesi ikinci sorusuna ilişkin olarak ise söz ko-
nusu adasal yapılardaki tesisleşme faaliyetinin BMDHS’nin 121/3.
maddesindeki kendine has ekonomik yaşam şartını karşılamadığını,
yukarıda belirtilen, kararın 543. paragrafındaki tespitleri çerçevesinde
vurgulamıştır.
56
Dolayısıyla söz konusu adasal yapılar, hukuken kaya-
dır. Nitekim Hakemlik Mahkemesi, Spratly adalarını oluşturan med
yüksekliklerinin tümünün, BMDHS’nin 121/3. maddesi anlamında
hukuken kaya statüsünde olduklarını ve dolayısıyla münhasır ekono-
56
Ibid, para, 623–624.