

445
TBB Dergisi 2017 (130)
Uğur BAYILLIOĞLU
Mahkemesi, Spratly grubunu oluşturan adasal yapıların önemli bir
kısmının, sahildar devletlerin biri veya diğeri tarafından kontrol edil-
diğini, bunlar üzerine tesisler inşa edilip, personel yerleştirildiğini ve
fakat bu mevcudiyetin, askeri ve resmi bir mahiyet gösterdiğini ve dı-
şarıdan tedarik ile yürütüldüğünü açıkça ifade etmiştir. Bu bağlamda
Hakemlik Mahkemesi, birçok med yüksekliğinin doğal hallerinin, bu
tesisleşme faaliyeti neticesi ciddi şekilde değiştirildiğini belirtmiştir.
Buna ek olarak Hakemlik Mahkemesi, söz konusu yapılar üzerinde-
ki yapılaşma ve insan yerleştirme faaliyetinin, uyuşmazlık halindeki
devletlerin çıkarlarına bağlı olarak, bu adasal yapıların münhasır eko-
nomik bölgelerini azaltmak veya arttırmak için kasıtlı bir girişimin
makyajı olma ihtimaline dikkat çekmiştir. Hakemlik Mahkemesi, her
ne kadar yargılama yapan bir makam sorumluluğu ile buna kesin ve
açık bir hüküm olarak değil de bir ihtimal olarak dikkat çekse de aslın-
da, söz konusu devletlerin amacının bu yapılara dayanarak, Güney Çin
Denizi’nin bir kısmını münhasır ekonomik bölge hakkı dâhilinde elde
etmek ve uyuşmazlığın diğer taraflarının münhasır ekonomik bölge
alanlarını azaltmak olduğu şüpheden uzaktır. İşte bu nedenle Hakem-
lik Mahkemesi, münhasır ekonomik bölge kavramının ortaya çıkışın-
dan ve insan eliyle yapılan modifikasyonlardan önce, tarihi kayıtlar
temelinde söz konusu adasal yapıların durumlarını insan yerleşimi ve
kendine has ekonomik yaşam bağlamında inceleyeceğini belirtmiştir.
Böylece Hakemlik Mahkemesi, yapılan makyajı dikkate almayan ve
kararın başından itibaren sürdürdüğü anlayışı, diğer Spratly yapıları-
nın BMDHS’nin 121/3. maddesi çerçevesinde değerlendirmesinde de
bir yöntem olarak takip etmiştir.
Hakemlik Mahkemesi’nin benimsediği yöntem çerçevesinde yap-
tığı incelemede, konumuz açısından önem arz eden temel tespiti, söz
konusu adasal yapılar üzerindeki tesisleşme faaliyetinin ve bunlar
üzerinde genellikle resmi görev kapsamında önemli miktarda barın-
dırılan personelin, insan yerleşimi ve kendine has bir ekonomik ya-
şam şartlarını karşılayıp karşılamadığı retoriğiyle bağlantılıdır.
54
Hakemlik Mahkemesi bu soruya, BMDHS’nin 121/3. maddesin-
deki insan yerleşimi şartı açısından olumsuz cevap vermiştir.
55
Zira
54
Ibid, para, 617.
55
Bkz: Ibid, para, 620.