Previous Page  287 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 287 / 685 Next Page
Page Background

286

Üreme Hakkına İlişkin Tıbbi Müdahalelerde Rıza

rev yapan sanığın, 01.08.1998 tarih ve 23420 sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği’ne aykırı hareket ederek sezer-

yan yöntemiyle doğumunu gerçekleştirdiği katılan ........ ve eşinin ona-

yını almadan katılanın tüplerini bağlamak (tüp ligasyonu) suretiyle

kısırlaştırarak görevini ihmal ettiği iddia edilen olayda, sanık tarafın-

dan yapılan işlemin kısırlaştırma niteliğinde olup olmadığı, yapılan bu

işlem sebebiyle katılanın çocuk doğurma yeteneğini geri dönülmez şe-

kilde kaybedip etmediği ve söz konusu işlemin yapılmasında tıbbi bir

zorunluluk bulunup bulunmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumun-

dan rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanı-

ğın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeyerek

eksik araştırma ve yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm

kurulması bozmayı gerektirir.”

Yargıtay bu kararı ile operasyon için kadın ve eşinin onayının alı-

narak katılanın tüplerini bağlamak (tüp ligasyonu) suretiyle kısırlaş-

tırmanın yapılmasını, yapılan bu işlem sebebiyle de katılanın çocuk

doğurma yeteneğini geri dönülmez şekilde kaybedip edilmediği ve

söz konusu işlemin yapılmasında tıbbi bir zorunluluk bulunup bulun-

madığı hususlarında verdiği önemi gözler önüne sermiştir.

A. GEBELİĞİN SONA ERDİRİLMESİ

Gebeliğin sona erdirilmesi için, gebe kadının rahim tahliyesine yö-

nelik rızası tek başına yeterli değildir. Zira bir tarafta vücut tamlığı

üzerinde kendi geleceğini belirleme hakkını kullanmak isteyen gebe

kadın, öte yanda henüz sağ ve tam doğum gerçekleşmediği için kişi

sıfatını kazanamamış cenin bulunmaktadır. Bu sebeple Nüfus Planla-

ması Hakkında Kanun’da gebeliğin değişik yöntemlerle sona erdiril-

mesinde farklı gebelik süreleri belirlenmiştir. Ancak kanun koyucu,

gebeliğin doğal yolla ya da üremeye yardımcı tedavi yöntemleri aracı-

lığıyla olup olmadığı hakkında bir fark gözetmemiştir.

Hukukumuzda gebeliğin isteyerek ya da tıbbi zorunluluklar nede-

niyle sonlandırılması ile suç sonucu oluşan gebelik halinde gebeliğin

sona erdirilmesi olmak üzere üç çeşit gebeliğin sonlandırılması hali

mevcuttur. Son hal Türk Ceza Kanunu’nun 99/6. maddesinde düzen-

lenmiştir. Hekim her üç durumda da tıbben gerekli incelemeleri yapıp,