

38
İnsan Hakları Hukukunun Pozitivist Yönünü Oluşturan İlgili Uluslararası Antlaşmaların ...
SONUÇ
Kadın haklarının korunması ve kadının uluslararası hukuktaki ko-
numunun güçlendirilmesi, insan hakları hukukundan bağımsız düşü-
nülebilecek bir sorunsal değildir. Kadın hakları doğrudan insan hakları
hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Yalnız insan hakları hukuku,
sahip olduğu özellikleri yansıtabildiği bir uluslararası hukuk uygula-
masının meydana gelmesini sağlayamamaktadır. Bu sebeple devletle-
rin iradelerinden bağımsız etkinliğe sahip olamamaktadır. Kadın hak-
ları da bahsedilen sorundan etkilenmektedir. Feminist yaklaşım, bir
yandan insan hakları hukukunun etkinliğini artırıcı katkılar sağlarken,
diğer yandan insan hakları hukukunun yöntemve araçlarını kullanarak
kadını, uluslararası hukukta erkekten bağımsız bir aktör haline getir-
meye çalışmaktadır. Bununla birlikte mevcut insan hakları hukukuna
ilişkin metinler, birkaç istisna kenara bırakılırsa, kadını sahip olduğu
özelliklerle dikkate almamaktadır. Söz konusu durum feminist yaklaşı-
mın hedeflediği sonuçların meydana gelmesini engellemektedir.
Uluslararası hukukta devletlerin ve diğer aktörlerin endişesi, fe-
minizmin yeni bir uluslararası hukuk yaratmaya çalıştığıdır. Bu yönde
görüşleri olan yazarlar da vardır. Ancak feminist yaklaşımı benimse-
yen ve savunan yazarlar genellikle güncel uluslararası hukuk kuralla-
rının kadın bakımından uygulanabilir hale getirilmesini istemektedir-
ler. Konuya ilişkin yeni kuralların oluşturulması da bir ihtiyaç olarak
ortaya çıkabilecektir; fakat amaç sıfırdan başlayarak yeni bir uluslara-
rası hukuk sistemi inşa etmek değildir.
İnsan hakları hukukunun doğal hukuk anlayışına dayanan norma-
tif yapısı görmezden gelinebilecek bir gerçek değildir. Bununla birlik-
te insan hakları hukukuna ilişkin uygulamalar genellikle uluslararası
antlaşma hükümleri çerçevesinde şekillenmektedir. Dolayısıyla insan
hakları hukukunun temel yapısına aykırı şekilde, iradeci pozitivizm
çerçevesinde bir uygulama oluşturulmakta; devletlerin, özellikle ken-
dilerine karşı korunacak bireyin hakları bakımından oynadığı rolde
olumlu anlamda çok fazla gelişme yaşanmamaktadır.
Feminist yaklaşım da uluslararası hukukta doğurmayı hedefledi-
ği sonuçlara bu sebeple ulaşamamaktadır. Oysa feminist yaklaşımın
uluslararası hukukta yaratmak istediği etki, mevcut uluslararası hu-
kuk kurallarının, kadının özelliklerini dikkate alarak, yorumlanması-