Previous Page  60 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 60 / 497 Next Page
Page Background

59

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Şafak PARLAK BÖRÜ

ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu ve Devletin bu eşitliğin yaşama

geçirilmesini sağlamakla yükümlü olduğu kuralı eklenmiştir. Yine

farklı alanlarda, daha eşitlikçi ve kadınlarının insan haklarının daha

iyi korunmasına hizmet etmeye yönelik düzenlemelere yer verildiği

görülmektedir.

29

Bu düzenleme ve değişikliklerden bazılarına değin-

mek gerekirse: Örneğin, 1990 yılında Medeni Kanun’da kadının çalış-

masını kocanın iznine bağlayan 159. madde eşitlik ilkesine aykırılık

gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir (Karar

tarihi: 29.11.1990, S:1990/31). 1997’de zorunlu temel eğitim beş yıldan

sekiz yıla çıkarılmış; kız çocuklarının daha uzun sure okula devamı ve

eğitimi ‘Baba Beni Okula Gönder’ gibi kampanyalarla desteklenmiş,

bu konuda toplum bilinçlendirilmeye çalışılmıştır. 1997’de Medeni

Kanun’da yapılan değişiklikle evli kadına kocasının soyadıyla birlikte

önceki soyadını da taşıma hakkı verilmiş (RG.22.05.1997); günümüzde

ise bu durum uygulamada bir adım daha ileriye taşınarak, evli kadın-

lara aile mahkemelerinde dava açarak yalnızca bekarlık soyadlarını

kullanabilmenin yolu açılmıştır.

30

1998’de yürürlüğe girmiş ‘Ailenin

Korunmasına Dair Kanun’ aile içi şiddeti suç olarak tanımlayarak,

aile içi şiddete uğrayan kişilerin korunmasına ve şiddet uygulayanın

evden uzaklaştırılmasına ilişkin koruyucu hükümler getirmiştir. 2002

yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na bakıldığında ise,

kadın erkek eşitliğinin kamusal alanda olduğu kadar özel alanda da,

çağdaş uluslararası kıstaslara uygun biçimde tanımlanmasına yasal

temel oluşturan bir anlayışın sergilendiği görülmektedir. Öncelikle ai-

lenin reisinin koca olduğu hükmü kaldırılmış, evlilik birliğinde eşlerin

eşit haklara sahip olmaları ilkesine uygun kurallar getirilmiştir. Buna

bağlı olarak, ikametgah seçimi yahut çocuklara ilişkin konularda söz

hakkı gibi eşler arası eşitsizlik içeren hükümlere artık Türk Medeni

Kanunu’nda yer verilmemesi ve yasal mal rejiminin evlilik içinde edi-

nilen malların boşanma durumunda hakkaniyetli paylaşımı çerçeve-

29

Konu hakkında ayrıntılı olarak bkz. Moroğlu, s.34 vd.

30

Y.HGK, 30.09.2015, E. 2014/2-889, K. 2015/2011: “Kızlık soyismini kullanmak is-

temek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu hak

AİHS 8 ve Anayasanın 17. maddeleri kapsamında bir insan hakkıdır ve cinsiyete

dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde

uygulanmalıdır. Aksi durum AİHS’nin 14. maddesine aykırılık teşkil edecektir.”

(Karar için bkz. Kazancı Bilişim İçtihat Bankası,

http://emsal.yargitay.gov.tr

(12.04.2017).