Background Image
Previous Page  334 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 334 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (96)

M. Serhat SARISÖZEN

333

kemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna

başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı

Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklik-

ten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına de-

vam olunur. Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen

hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı

Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır“

II- ÇEKİŞMESİZ YARGIYA İLİŞKİN DÜZENLEME

Hukukumuzda ilk defa çekişmesiz yargı ayrı bir bölüm olarak

düzenlenmiş ve bu yargı türüne giren uyuşmazlıklar tek tek sıralan-

mıştır. HMK m. 383’te görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bu-

lunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı belirtilmiştir. Yetkili

mahkeme ise HMK m. 384’e göre

Kanunda aksine hüküm bulunma-

dıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililer-

den birinin oturduğu yer mahkemesi”dir.

Çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit

yargılama usulü uygulanır. Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hü-

küm bulunmadıkça resen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkemeler dışın-

daki resmî makamlara bırakılan çekişmesiz yargı işlerinde uygulanacak

usul, ilgili özel kanunlarında belirtilen hükümlere tabidir. (HMKm. 385)

Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı

bulunan ilgililer, özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, ka-

rarın öğrenilmesinden itibaren iki hafta

içinde, istinaf yoluna başvura-

bilirler. (HMK m. 387)

HMK m. 388’de çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda ke-

sin hüküm tekil etmeyeceğini belirtilmiştir.

HMK m. 382’ye göre, Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce,

aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere

uygulanmasıdır:

a) İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller.

b) İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı

hâller.

c) Hâkimin resen harekete geçtiği hâller.