Background Image
Previous Page  328 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 328 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (97)

Atilla PINAR

327

II - Cumhuriyet Dönemi Türk Hukuk Mevzuatında

Mülga ve meri Türk mevzuatında

oturarak veya ayakta konuş-

maya dair hiçbir düzenleme yoktur.

Buna mukabil konuyla bağlantısı anlamında yemin verilmesi sıra-

sında ayağa kalkılması ve hüküm fıkrasının ayakta dinlenmesi husu-

suna değinilmesi gerekmektedir.

Bu açıdan mevzuatımıza göz atılacak olursa;

A- 20.04.1929 tarihinden 01.06.2005 tarihine kadar yaklaşık 76

yıl boyunca yürürlükte kalan

1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü

Kanunu’nun;

Şahitlere verilecek yeminin şekli hakkındaki 57. maddesinde

“.../...

Yemin verilirken herkes ayağa kalkar.”

Hükmün ne suretle tefhim olunacağını düzenleyen 261. madde-

sinde “Hükmün tefhimi duruşmanın sonunda, en az 268 inci maddede

belirtilen hüküm fıkrasının duruşma tutanağına geçirilerek okunması

ve gerekçenin başlıca noktalarının sözlü olarak bildirilmesi suretiyle

olur.

Hüküm fıkrası ayakta dinlenir.

Hükmün tefhimi sırasında sanık hazır bulunduğu takdirde, varsa

kanun yolları kendisine bildirilir.” denilmektedir.

B- 01.06.2005 tarihinden günümüze kadar ve halen yürürlükte

olan

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun;

Yeminin biçimi başlıklı 55. maddesinde

“(1) Tanığa verilecek yemin,

tanıklıktan önce “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım

üzerine yemin ederim.”

ve 54 üncü maddeye göre tanıklıktan sonra ve-

rilmesi halinde

“Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım

üzerine yemin ederim.”

biçiminde olur. (2)

Yemin edilirken herkes ayağa

kalkar.”

denilmektedir.

Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılma-

sı başlıklı 231. maddesinde “(1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede

belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası

okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. (2) Hazır bulunan sa-

nığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.