Background Image
Previous Page  333 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 333 / 465 Next Page
Page Background

Yargısal İmajımız Yargı Faaliyetleri Sırasında “Oturarak Konuşmaya” Dair Bir Deneme ve ...

332

eşek v.s.) ulaşım vasıtaları, seyahat sırasında uğranılan hanlar gitmiş

yerine son derece gelişmiş, her koltuğunda tv ekranı olan ve internet

bağlantılı otobüsler ve hızlı trenler ile konforlu hizmet sunan hostesler

ile neredeyse 5 yıldızlı otel konforunda mola verilen tesisler gelmiştir.

Değişen teknolojinin, sosyo-ekonomik yapının etkisiyle ve tarım

ağırlıklı kültürden sanayi temelli modern şehir hayatı merkezli kültü-

re geçişin sonucunda halk dilinde kullanılan birçok deyim, atasözü ve

darbımesel (Sakla samanı gelir zamanı, Kervan yolda düzelir, Saman

altından su yürütmek, Küpünü doldurmak, Üstü şeşhane altı kaval,

v.s. gibi) neredeyse kullanılmaz veya az kullanılır olmuştur. Buna kar-

şın Türk misafirperverliği, yaşlı ve düşküne merhamet, karıncanın dahi

kanadını incitmemek gibi temel taşlarımız ise itinayla korunmuştur.

Şu halde tartışılması gereken konu yargısal süjelerin ayakta din-

lenmesine dair devam eden yargısal teamülümüzün bugün itibariyle

devamının doğru olup olmadığı ve zorunlu ise geçişin ne şekilde ya-

pılacağıdır. Ayrıca mevcut mevzuatımızda konuya dair benzer düzen-

lemeler varsa bunların yargının muhataplarına ne kadar insan odaklı

yaklaştığı ve temel insan haklarına ne kadar uygun olduğudur.

Belki tartışma sırasında mukayeseli hukukta neler olduğu da irde-

lenmesi gereken konulardan olacaktır. Örneğin Amerikan yargısında

hemen herkesin en azından seyrettiği Amerikan filmlerinden hatır-

layacağı gibi tanıklar yemini ayakta yapar ancak tüm ifadesini tanık

kürsüsünde oturarak verir. Burada şu itiraz haklı olarak ileri sürüle-

bilir ve

“Her ülkenin sosyal ve kültürel yapısı farklıdır. Bu nedenle başka

sistemleri kopyalayarak ve doğrudan ithal ederek kendi bünyemize uydur-

maya çalışmamız doğru değildir.”

denebilir. Şüphesiz bu saptama bazı

konularda doğru olabilir. Ancak temel insan hakları, evrensel bazdaki

ilke ve prensipler ve insanlığın ortak değerlerinde bu görüşe katılmak

mümkün değildir. Zira bu anlayışa karşı söyleyeceğimiz argüman ise

şudur;

“Mesele Amerikan, Kenya, Anglosakson, Rus veya Çin yargısının

ne yaptığı veya yapmadığı değil, tam tersine başka bir yargı sisteminin kendi

insanına veya önüne gelen “insana” tanıdığı hakların ve sergilediği davranış

modelinin bizim tarafımızdan kendi insanımıza veya önümüze gelen şahıslara

gösterilmesi hususundaki negatif tavrımız veya isteksizliğimizdir.”

Belki bir

başka deyimle bu uygulama bizim kendi insanımıza ve insanlığa bakış

felsefemizin bir yansımasıdır.