Background Image
Previous Page  284 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 284 / 529 Next Page
Page Background

1

*

Bu çalışma 14-16 Kasım 2011 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilmiş olan

“Her�

kes için Kent Herkes için Planlama”

konulu Dünya Şehircilik Günü 7. Türkiye Şehir-

cilik Kongresi’nde sunulan bildirinin yeniden düzenlenmiş halidir.

**

Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama

Bölümü, İzmir e-posta

:[email protected]

KENT PLANLAMA VE ADALET İLİŞKİSİNİN

DEĞİŞEN İÇERİĞİ

*

THE CHANGING CONTENT OF URBAN PLANNING

AND JUSTICE RELATION

İpek ÖZBEK SÖNMEZ

**

Özet :

Sosyal, politik, ekonomik ve coğrafik alanlarında adalet tar-

tışmaları ve arayışları tarihsel süreç içerisinde antik döneme kadar uzan-

maktadır. Ancak kent planlama ve adalet tartışmalarının yoğunlaşması

sanayi devrimi ve hızlı kentleşme süreçleri ile ilişkilendirilebilir. Kentsel

planlama, 19. yy.dan bu yana çeşitli dönemler itibariyle, farklı kapsamlar

ve yöntemler ile gerçekleştirilmiştir. Farklı kent planlama yaklaşımlarının

farklı adalet endişeleri taşıdıkları görülmüştür. Örneğin; 19.yy kentinde

sağlıklı kentsel yaşam koşullarını sağlamak; kentsel adaleti sağlamanın

temel araçlarından biri olarak değerlendirilirken, ileri ki dönemlerde sa-

vunucu planlama yaklaşımları çerçevesinde azınlıkların ve dezavantajlı

grupların kentsel sistem içerisindeki konumlarına ilişkin adalet tartış-

maları yoğun biçimde gerçekleştirilmiştir. Adalet tartışmaları, hem kent

planlama süreçleri, hem de kentsel analiz yaklaşımlarında yer almıştır.

20. yy.ın son çeyreğinde küreselleşme süreçleri ile birlikte adalet çok

daha yoğun bir biçimde tartışılan bir konu haline gelmiştir. Neo-Liberal

ekonomik politikaların etkisi ile kent planlama, kentsel pazarı yönlendi-

ren en temel aktörlerden birisi haline gelmiştir. Böyle bir süreç içerisinde

adalet kavramının yoğun bir biçimde tartışılmasının sebebi, sürecin her

alanda adaletsizliği oluşturuyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nok-

tada devlet yönetimi yaklaşımlarından, yerel yönetim yaklaşımlarına ve

kent planlama pratiğine uzanan alanlar da adaletin sağlanması için yeni

yaklaşımlar ve yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır. Yeni yaklaşımlar,

demokrasi ve adaletin sağlanabilmesi gibi konular da toplumsal katılım

süreçlerinin önemine vurgu yapmıştır; çünkü piyasa ve yarışma merkezli

kent planlama sürecinde, demokrasi ve adaletin; bireysel ve toplumsal

katılım ve direniş gibi süreçlerin aktif hale gelmesi ile gerçekleşebilece-

ği sonucuna varılmıştır. Bugün, adalet kavramı ve kent planlama ilişkisi

toplumsal haklardan; ekolojik endişelere uzanan çok geniş bir spektru-

ma yayılmıştır. Bu bildiri de, tarihsel süreç içerisinde, farklı kentsel analiz

yaklaşımlarında ve kent planlama süreçlerinde; adalet kavramının değer-

lendirilme biçimine ve adalet kavramının değişen içeriğine ilişkin, siste-

matik ve teorik bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır.