

Kent Planlama ve Adalet İlişkisinin Değişen İçeriği
288
ma çalışmalarında ise kent yoksullarının haklarını savunan planlama
politikaları üzerinde çalışılmıştır.
“Gans, Davidoff ve Reiner yerel çevre�
lerde artan sorunlara karşı siyasi ilgi karşısında planlama stratejilerinin oluş�
turulması ve uygulamada halkın katılımının önemini vurgulamışlardır”
6
.
Planlama sürecine siyasal boyutun ve katılımın kazandırılmasının
gündeme gelmesiyle planlama, kentsel adalet açısından güçsüz kesim-
lerin haklarını savunan bir içeriğe sahip olmuştur.
“Davidoff ve Gans,
planlamayı elit sınıfın egemen olduğu bir sistemden daha çok demokratik ve
çoğulcu politikaları ortaya koyan bir araç olarak değerlendirmiştir”
7
.
“
John Rawls tarafından geliştirilen sözleşmeci kuram ise, köklerini ahlak
felsefesi ile Marksizm’den alan, ancak bazı yazarlarca da günümüzün egemen
liberal görüşün temsilciliğini üstlenen sosyal demokrat yaklaşımın bir uzan�
tısı olarak görülmektedir… Rawls, sosyal adaletin bir hak olarak tanınması
gereğini vurgulamıştır…. Rawls’un ahlak kuramına göre hedef, herhangi bir
nihai içsel “iyi”nin en çoğa çıkartılması değil, onun hakça bölüşülmesidir.
Ralws’un önerdiği etik adalet kuramının bir etik planlama kuramının oluş�
turulmasına da katkıda bulunabileceği ileri sürülmektedir… Ayrıca Rawls,
planlamada toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik projelerine öncelik ve�
rilmesini savunur”
8
.
Rawls’un geliştirdiği ilkeler Marxist planlama eleştirisi çerçeve-
sinde değerlendirilebilir. 1970’lerden itibaren Marxist eleştiri çerçeve-
sinde, kent mekânının kapitalist üretim süreçlerinin ürünü olduğu ve
söz konusu süreçlerin yarattığı eşitsizliklerin üzerinde durulmuştur.
Castells (1977), Marxist teoriye temellenen eleştirilerinde, gücün eşit-
siz dağıtımının yapısal temellerini sorgulamıştır. Henri Lefebvre kente
ilişkin saptamalarında mekân ilişkilerinin ve küresel mekân ekono-
misinin inşası ve yeniden inşasının kapitalizmin 20. y.y. da varlığını
sürdürebilmesinin temel aracı olduğunu belirtmiştir
9
. Ayrıca Lefebvre
“kent hakkı”
(right to the city) kavramını ortaya koymuştur
10
. Kapita-
6
Healey,Patsy, CollaborativePlanning, ShapingPlaces inFragmentedSocieties,UBC
Press, Canada, 1997
7
Healey, s.27
8
Ersoy,s.78-79
9
Harvey, s245
10
Fainstein, Susan,Competitiveness, Cohesion, and Governance: Their Implications
for Social Justice, International Journal of Urban and Regional Research Volume
25, p:884-888, 2001