

TBB Dergisi 2012 (98)
AİHM Türkiye Raporu
465
ve gazeteci Hrant Dink’in davası, Türk yargı sisteminin cezasız-
lık sorununu ele alış biçimindeki eksiklikleri göstermiştir. AİHM
2010 tarihli kararında
36
, Türkiye’nin Dink’in hayatını koruma, ve
AİHS’nin 2. maddesi ihlal edilerek öldürülmesine ilişkin etkin
soruşturmalar yürütme konusunda başarısız olduğuna hükmet-
miştir. AİHM böylelikle soruşturmalardaki çok sayıda eksikliğe
dikkat çekmiş ve yetkililere yönelik bütün takibatın yarım bıra-
kıldığını gözlemlemiştir. Mahkeme, başvuru sahiplerinin Dink’in
hayatını koruma görevini yerine getirme konusunda başarısız
olan sorumluların teşhis edilmesini ve mahkûm edilmesini sağ-
layabilecek etkili bir hukuk yoluna başvurma imkânı olmamasına
istinaden, AİHS’nin 2. maddesiyle birlikte 13. maddesinin de ihlal
edildiği hükmüne varmıştır.
51. Temmuz 2011’de Dink’in katili 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptı-
rılırken ve diğer önemli şüphelilerin mahkemesi devam ederken,
bugüne kadar güvenlik güçlerinin mahkûmiyetiyle sonuçlanan
tek soruşturma Trabzon jandarması mensupları aleyhine yürütül-
müştür. Ancak, AİHM kararında, diğer kamu görevlilerinin göre-
vi suistimal ettiklerine ilişkin inandırıcı suçlamaların (savcılar ve
müfettişler tarafından yapılanlar dahil) etraflıca soruşturulmadı-
ğından da söz edilmiştir. Paralel başlatılan birçok soruşturmanın
başarısız olma nedenleri arasında, Trabzon ve Samsun’da savcı-
ların dava açmamaya karar vermeleri ve idari mahkemelerin ida-
ri soruşturma izni kararını bozmaları vardır. İdari soruşturmalar
şüphelilerle aynı hiyerarşik yapıdaki memurlar tarafından yürü-
tülmüştür ve Hrant Dink’in ailesi bu soruşturmaların hiçbirine da-
hil edilmemiştir.
52. Hrant Dink cinayetini soruşturan özel yetkili savcının, başlan-
gıçtan itibaren TCMK’nın 153. maddesinin 2. fıkrasına istinaden
kovuşturma dosyasına erişiminin kısıtlandığı belirtilmiştir. Dink
ailesinin avukatları, bu kısıtlamanın TCMK’da öngörülen amacın
aksine, kanıtların bütünlüğünü koruyarak adaletin çıkarlarına
hizmet etmek yerine, güvenlik güçlerinin aleyhine olan kanıtları
elemeyi, tahrif ya da tahrip etmeyi kolaylaştırdığını bildirmiştir.
36
Dink-Türkiye,
14 Eylül 2010 tarihli karar.