

TBB Dergisi 2012 (98)
AİHM Türkiye Raporu
463
olan
Temizöz
ve
JİTEM
adlı davaları
33
da ilgiyle takip etmektedir.
Komiser, bu davaların, Türkiye’nin güneydoğusunda, AİHM iç-
tihadında da belirgin bir şekilde ön plana çıkan sistematik insan
hakları ihlallerinin yapıldığı bir döneme ışık tutmak için eşsiz bir
fırsat olduğunu düşünmektedir.
48. Ancak Komiser, Türkiye’de mahkemelerin, özellikle iddia edi-
len suistimallerle ilgili etkin yargılama yapılması konusunda oy-
nadıkları role ilişkin kaygı veren birçok önemli sorun olduğunu
düşünmektedir. Bu sorunların bazıları doğrudan doğruya AİHM
tarafından değerlendirilmiştir ve Mahkeme’nin verdiği birçok ka-
rarın uygulanması için bu sorunların Türk makamları tarafından
etkili bir şekilde halledilmesi gerekmektedir. Bu sorunlar aşağıda-
kileri kapsamaktadır:
• güvenlik güçlerinin yaptığı ciddi insan hakları ihlallerine iliş-
kin soruşturma, kovuşturma ve verilen mahkûmiyet kararı sa-
yısına dair tutarlı, güvenilebilir istatistiksel bilginin olmaması.
Bu, Türk yargısının cezasızlık konusunda oynadığı rolle ilgili
net bir tablonun ortaya çıkmasını engellemektedir;
• ciddi insan hakları ihlalleriyle ilgili zamanaşımı: Her ne kadar
son yıllarda zaman sınırları yasalarla artırılmış olsa da Avru-
pa İnsan Hakları Mahkemesi’nin birçok kararının uygulan-
masının çok eski dosyaların yeniden açılmasını gerektirmesi
gerçeğinin yanı sıra Türkiye’de yargılamaların aşırı uzun sür-
mesi sorunu göz önüne alındığında, bu sınırlar hâlâ adaletin
önünde bir engeldir. Örneğin, 1990’ların başlarında işlenen ci-
nayetler hakkındaki yukarıda söz edilen
JİTEM
davası duruş-
ması, iddianamenin hazırlanma süresi ve yetkili mahkemeyi
belirleme işlemlerinin uzun sürmesi nedeniyle, olaylardan 17
yıl sonra, ancak 2009 yılında başlayabilmiştir;
• işkence ve kötü muamele dışındaki davalarda, devlet aktör-
leri tarafından gerçekleştirilen ciddi insan hakları ihlallerinin
33
Bu iki dava, 1990’ların başında Türkiye’nin doğusunda ve güneydoğusunda cina-
yetler, işkence ve diğer kanuna aykırı cürümlerle suçlanan sırasıyla bir jandarma
albayı (Cemal Temizöz) ve altı kişi ve varlığı iddia edilen Jandarma istihbarat ve
Terörle Mücadele Birliği (JİTEM) hakkındadır.