Background Image
Previous Page  461 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 461 / 529 Next Page
Page Background

AİHM Türkiye Raporu

460

41. Ancak Türk mahkemelerinin ve savcılarının uygulamaları, Avrupa

İnsan Hakları Mahkemesi’nin,Türk hukuk sisteminin başvuru sa-

hiplerinin mahkeme öncesi tutukluluk hallerinin kanunlara uygun-

luğunu sorgulayabilecekleri, gerçek anlamda çekişmeli yargılama

ve makûl bir kazanma olasılığı içeren bir iç hukuk yoluna başvur-

ma imkânından yoksun olduğu yolundaki içtihadını haklı çıkarma-

ya devam etmektedir (AİHS’nin 5. maddesinin 4. fıkrasının ihlali).

AİHM’in, TCMK’da yapılan son değişiklikleri, bu konudaki içtiha-

dını değiştirmek için yeterli bulmadığı dikkat çekmektedir: 2010’da

Kürüm -Türkiye

davasında, AİHM, yeni TCMK’nın yürürlüğe gir-

diğini belirtmekle birlikte, tutukluluğun kanunlara uygunluğunun

sorgulanabileceği bir iç hukuk yoluna başvurma imkânının hâlâ

olmadığı kanaatini taşımıştır. Bu nedenle Mahkeme, “farklı bir ka-

rara yol açabilecek herhangi bir şey bulamayıp”, davada AİHS’nin

5. maddesinin 4. fıkrasının ihlal edildiği hükmüne varmıştır.

27

42. Bu bağlamda Komiser, AİHS’nin 5. maddesinin, bu maddenin hü-

kümlerine aykırı olarak tutuklanan herkesin yasal tazminat alma

hakkının olduğunu belirten 5. fıkrasını hatırlatır. Her ne kadar

TCMK’nın 141. ve 142. maddeleri, tutuklu tutulan kişinin makul

bir sürede yargılanmadığı ya da beraat ettiği davalar dahil kanu-

na aykırı tutukluluk için tazminat hakkı sağlasa da Avrupa İnsan

Hakları Mahkemesi yukarıda sözü geçen

Kürüm -Türkiye

kararın-

da, başvuru sahibinin, bu yeni hükümler kapsamında bile mah-

keme sona ermeden ve nihai karar verilmeden önce herhangi bir

tazminat talep etme imkânı olmadığı kanaatine varmıştır. Dola-

yısıyla Mahkeme, TCMK’nın, usule aykırı tutukluluk bağlamında

AİHS’nin gereğini karşılamadığı hükmüne varmıştır.

43. Son olarak Komiser, Türk makamlarının, AİHM’in sağlık koşulları

tutukluluk için uygun olmayan kişilerin tutuklanması ya da tekrar

cezaevine gönderilmesi nedeniyle Türkiye’nin AİHS’nin 3. mad-

desini ihlal ettiğine karar verdiği ve hâkimlerin aşırı kısıtlayıcı

uygulamalarının önemli bir rol oynadığı davalara özellikle dikkat

etmesi gerektiğini düşünmektedir.

28

27

Kürüm -Türkiye,

26 Ocak 2010 kararı, bak. 17. paragraf.

28

Özellikle dört davadan oluşan bir grup (öncü dava

Gürbüz -Türkiye,

10 Kasım 2005

tarihli karar); bunun yanı sıra şu davalar:

Tekin Yıldız -Türkiye,

10 Kasım 2005 ta-