Previous Page  34 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 34 / 405 Next Page
Page Background

33

TBB Dergisi 2017 (131)

Murat GÜVEN

Yaşamın bir hak olup olmadığı konusunu bir tarafa bırakıp, mev-

cut durumuyla yani verilmiş bir hak olarak alıp konumuza devam

edecek olursak, yaşamın sonlanışı yani ölme durumunun da bir hak

olarak görülmesinin mantıksal tutarlılık açısından olağan olması ka-

çınılmazdır.

Yaşam hakkı şüphesiz tarihi vakıalar neticesinde bu denli önem

kazanmıştır. Otoritelerin, otoritesinin tanınması için ortaya koyduğu

tutumlar; siyasi, dini gayeler; insanların ve devletlerin, güçlü ve zen-

gin olma hırsları gibi olgular, insanların birbirlerini yok etmelerine

neden olmuş ve ardından “yaşam hakkı” adlı çocuk doğmuştur. Bu

perspektiften baktığımızda “ölüm”ün bir hak olarak verilmeyişinin

altındaki temel cevabın; bu birbiri ile mücadele durumundan, kişinin

kendi isteği ile –eğer ruhsal açıdan bir bozukluk yoksa- ölmek isteye-

bileceğinin çok fazla akıllara gelmemiş olması, akıllara gelse bile dü-

zenlemeye ihtiyaç duyulacak kadar bir fikir birliğinin sağlanamamış

olduğunu söyleyebiliriz.

Konumuz her ne kadar “ötanazi” olsa da, ölme hakkının “intihar”ı

da kapsadığı açıktır. Ayrıca ötanazinin kabul edilip edilmemesi yö-

nündeki en büyük tartışma da onun bir intihar çeşidi olup olmadığı ile

alakalıdır. Bu bağlamda intihar olgusunu tarihi ve güncel çerçevede

değerlendirmeden ötanazi hakkında bir fikir sahibi olmanın çok ay-

dınlatıcı olamayacağı söylenebilir. Şimdi bu konuyu detaylı şekilde

açarak değerlendirmemize başlayalım.

Toplumsal açıdan önemli bir sorun olan intihar olgusu diğer bütün

toplumsal olgulara göre farklı bir özelliğe sahiptir. Bütün toplumsal ol-

guların temelinde insan yaşamını devam ettirebilme çabası vardır. Bir

kişi, yaşamını devam ettirebilmek için basit bir suçtan tutun da toplu

katliam yapmaya kadar varan birçok eylemi yapabilmekte; kendisi için

olumsuz olan şartları değiştirebilmek için elinden gelen tüm çabayı gös-

terebilmektedir. Bu durum adeta insan doğası ile özdeşleşmiş, güçlü ola-

nın güçsüzü yiyerek hayatta kalması bir hakikat halini almıştır. Fakat in-

tihar eden bir kişi, tüm bu mücadele yollarını bırakarak, kendi yaşamına

karşı bir eyleme girişmiştir. İşte intihar olgusunu diğer tüm olgulardan

farklı kılan yön de budur:

“Kendi yaşamını devam ettirmeye çabalamamak

ve bu tarihsel süreci tamamen tersine çevirircesine bir davranışta bulunmak.”

1

1

www.intihar.de

, 2012 (Erişim Tarihi, 5.16.2012)