

Disiplin Kurulu Kararları
476
tepkisizliğimiz ya da tepkimizi ortaya koyarken yaptığımız basit davranış-
lar, toplumun kaderinde yadsınamaz yeri ve önemi olan bu kurumu, yargıyı
yaralamaktadır, zedelemektedir. Ceza kanunu maddeleri, görkemli cüppeler,
ulaşılmaz kürsüler saygınlığı geri getirmez ve sağlayamaz.”
Yazar, önsözde
“gerçek yargı reformu(nun), bir tarafta maddi hukuk,
adli kurumlar, diğer tarafta ise hukuk sistemi içindeki çeşitli aktörler arasın-
daki ve aktörlerle vatandaş ilişkilerini biçimlendiren süreçleri kapsam alanı-
na alması”
gerektiğini vurgulamaktadır.
Yargı reform projesinin ilkelerini de şöyle saptamaktadır(s.18): 1)
Reform uzun vadeli bir süreç olduğundan amaç birliği ve adanmışlık
gereksinmesi vardır. 2) Sosyo -ekonomik ve kültürel değerler göz ardı
edilmemelidir. 3)Büyük projeler daha mütevazı ölçekteki girişimlere
özgü deneyimle elde edildiğinde tasarlanıp uygulamaya konulmalı-
dır. 4) Reform projesine tüm unsurların katılımı ön görülmelidir. Do-
ğal olarak Einstein’ın şu sözünü de bu bağlamda unutmamak gerek-
mektedir:
“Sorunun kaynağı olanlar, çözüm de yararlı olamazlar.”
Yargının (bütçe, makul süre, mahkemelerin kapasitesi ve etkilili-
ği, jürili yargılama, ceza davaları (savcılar), tutukluluk (s.48), tarafsız-
lık, avukatların rolü (s.15, s.27 ve s. 146 vd.), bilirkişi, tanıklar (s.103),
mağdurların korunması (s.121), çapraz sorgu, hukuk eğitimi-papağan
türü depolama ve yanıtlama ile geçmişin esiri olan bir yaklaşımdan
sorgulayan bir yakalaşım, yolsuzluk, UYAP gibi) bütün kronik sorun-
larının mukayeseli ve rakamlara dayanan tablosunu görebilmek, fikir
yürütebilmek için hukukçulara salık verebileceğimiz bir kitap daha
yayınladığı için Prof.Dr. Mustafa Tören Yücel’e teşekkürlerimizi su-
narken ve şu saptamasına da yürekten katılırım.
Şimdilik yargıda algılanan görüntü, adalet sisteminin en güçlü-
nün yargısına dönüşmesi, hukuk güvenliğinin olmaması, yargılama-
ların makul süreyi aşması, mağdurların daha da mağdur olmaları,
gerekçe adına formüller/ kanundaki önermelere yer verilmesi ve bi-
reysel özgürlüklerin gittikçe zayıflaması,
yargının çürümesi
olgusunun
semptomları olarak belirmektedir. Yalnız, bu konuda fazlaca kötüm-
ser olmaya gerek yoktur. Hukuk, güneş gibidir, batışından sonra ye-
niden doğacak ve adalete olan inancımız baki kalacaktır.
Teoman Ergül