Background Image
Previous Page  78 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 78 / 477 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (100)

Mine KAYA

77

vekâlet sözleşmesine uygun olduğu çoğunlukla kabul görmüştür.

129

Hekim ile hasta arasındaki ilişkinin vekâlet sözleşmesine dayalı oldu-

ğuna ilişkin görüş, Yargıtay tarafından da kabul görmüştür. Sezeryan

ameliyatı sırasında bağırsağında kesi meydana geldiğini, bu nedenle

ikinci ameliyat olduğunu, zor günler geçirdiğini ileri sürerek maddi ve

manevi tazminat isteminde bulunan kişinin açtığı dava sonucu verilen

kararda, hekimle hasta arasındaki hukuki ilişkinin vekâlet sözleşmesi-

ne dayandığı vurgulanmıştır.

130

Ayrıca Yargıtay burada vekâlet sözleş-

mesine ilişkin zamanaşımı sürelerinin uygulanacağını belirtmiştir.

131

BK. 126 (TBK. 147).maddesi gereği vekâlet sözleşmesinden doğan

alacaklar beş yıllık zamanaşımına tabidir.

132

Hukuk Genel Kurulu’na

göre bu sürenin başlangıcı zararın öğrenildiği tarihtir. Hekimin hasta

ile arasında, özellikle estetik amaçlı müdahalelerde veya diş protezi

gibi sonucun üstlenildiği durumlarda taraflar arasındaki sözleşmenin

129

Ayan, s.54; Şenocak,s.25; Aşçıoğlu,s.25.

130

Karar metni şöyledir: “

Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa

dayandırılmıştır (BK m. 386-390). Vekil, vekâlet görevine konu işi görürken yöneldiği

sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği

çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan za-

rarlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna

ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusu-

rundan bile sorumludur (BK m. 321/1). O nedenle davacının tedavisini üstlenen hasta-

ne ve doktorların meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun

unsuru olarak kabul edilmelidir. Az yukarıda açıklandığı üzere, doktor tedavi nedeniyle

yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gös-

terdiği çabanın, yaptığı işlemlerin eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan

zararlardan sorumludur. Keza en hafif kusurundan dahi hukuken sorumluluk altındadır.

Bu nedenle de bilirkişi raporu önem kazanmakta ve taraf, hakim ve Yargıtay denetimine

elverişli bulunmalıdır. Bilirkişi doktorun seçilen tedavi yöntemi ve tedavi aşamalarında

gerekli titizliği gösterip göstermediğini uygulanacak tedavi yöntemi ve aşamalarda gerekli

titizliği gösterip göstermediğini, uygulanması gereken tedavinin ne olması gerektiğini,

doktor tarafından uygulanan tedavinin ne olduğunu, ayrıntılı ve gerekçeli açıklamalı ve

sonuca ulaşmalıdır”,

13.HD.21.02.2011,7840/2465.

131

Karar metni şöyledir: “

Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı ile davalıların arasındaki

ilişki, taraflarca yargılama sırasında ileri sürüldüğü gibi haksız fiil veya hizmet sözleşmesi

değil, vekâlet sözleşmesi ile ilgilidir. Borçlar Kanunu 386/2. maddesi hükmü uyarınca diğer

iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde vekâlet hüküm-

ler geçerlidir. Somut olayda da davacı ile davalılar arasında vekil- müvekkil ilişkisi mevcut

olup, davadaki talepler vekillerin (doktorların) vekâlet görevini ifada özen borcuna aykırı

davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekâlet hükümleri uygulanmalı

ve doğal olarak zamanaşımı süresi ile bunun hangi tarihten itibaren başlayacağı sorunu

da bu çerçevede değerlendirilmelidir”

demiştir, 13. HD. 20.02.2004,8721/1901,Naklen,

Kıcalıoğlu, s. 474-476; HGK. 15.12.2002, 13-1011/1047.

132

Kılıçoğlu, s. 855.