

TBB Dergisi 2012 (101)
Barış BAHÇECİ
227
1. Öncelikle kamu alacaklarının tahsil usulü hukuku açısından amme
alacağı özel alacak kavramını hatırlatmak ve özel alacakların tah-
sili hukukundan ayrı/üstün yönlerine değinmek,
2. TMSF’nin kendine dayanak gösterdiği 4389 sayılı Kanundaki
“fon
alacağı”
kavramını irdelemek ve TMSF’nin özel hukuktan kaynaklı
alacaklarda 6183 sayılı Kanuna dayanamayacağına dikkat çekmek
ve son olarak
3. TMSF’nin
“Fon alacağı”
niteliği taşımayan batık bankaların özel
hukuk kaynaklı alacaklarını hatalı bir biçimde tahakkuk ettirdi-
ğine ve bu kapsamda yaşanan yargısal süreçteki sıkıntılara değin-
mek istiyoruz.
1. Amme Alacağı-Özel AlacakAyrımı ve Tahsil HukukuAçısından
Sonuçları
Bilindiği üzere Türk icra hukuku, ikili bir ayrıma dayanmakta, özel
hukuktan kaynaklı alacakların takip usulü 2004 sayılı İcra ve İflas Ka-
nunu, amme alacaklarının takip ve tahsil usulü ise 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunla düzenlenmektedir.
6183 sayılı Kanunun kapsamını düzenleyen 1. maddesi özel alacak-
lar ile amme alacakları ayrılmakta, 6183 sayılı Kanunun sadece amme
alacaklarının tahsilinde uygulanacağı ortaya konulmaktadır. Kanuna
göre, özel alacak- amme alacağı ayrımında esas alınacak iki ölçüt bu-
lunmaktadır. Bunlardan birincisi kanun metninde de belirtildiği üzere
sadece devlet, il özel idareleri ve belediyelerin amme alacaklısı ola-
bilecekleridir. Bunun dışındaki kuruluşlar, başkaca konularda kamu
gücünü kullanma yetkisine olsalar dahi, amme alacaklısı sayılamazlar.
Bununla beraber çeşitli kanunlarda, devlet, il özel idareleri ve be-
lediyeler dışında kalan kuruluşların alacaklarının tahsilinde de 6183
sayılı Kanunun uygulanacağına yönelik atıflar yapılabilmektedir.
4
An-
cak bu tür atıflar sadece diğer kuruluşlara ait alacaklarının tahsilinde
6183 sayılı Kanunda öngörülen cebri icra yollarının kullanılmasına
4 Serkan Ağar,
Vergi Tahsilatından Kaynaklanan İhtilaflar ve Çözüm Yolları
, Yaklaşım
yay. Ankara 2009, s. 24