

TBB Dergisi 2012 (101)
Nilüfer BORAN GÜNEYSU
49
Kuru,
ihtiyatî haciz kararının icra takip işlemi olduğu kanaatindedir;
ihtiyatî haciz kararı hatta ihtiyatî haciz talebi ile zamanaşımının ke-
silmesi gerektiğini belirtmektedir.
66
Postacıoğlu
da, ihtiyatî haczin icra
takip işleminin tüm unsurlarını taşıdığını düşünmektedir. Bu düşün-
ce gereğince
67
, ihtiyatî haciz kararının zamanaşımını kestiği ve tâlik
süreleri boyunca ihtiyatî haciz kararının verilemeyeceği ifade edil-
miştir.
68
Tanrıver
69
, Umar
70
ve Karslı
71
da, ihtiyatî haczi icra takip işlemi
olarak kabul etmektedir.
İhtiyatî haciz konusunu ayrıntılı olarak inceleyen Özekes, ihtiyatî
haciz ve ihtiyatî haciz kararının ayrı değerlendirilmesi gerektiğini be-
lirtmektedir. Buna göre ihtiyatî haciz kurumu ve ihtiyatî haciz talebi
icra takip işlemi değildir. Zira ihtiyatî haciz icra organlarınca değil,
alacaklı tarafından talep edilmektedir. Ancak ihtiyatî haciz kararı,
tüm unsurları taşıyan bir icra takip işlemidir. Yazar, belli bir kuru-
mun değil, münferit bir işlemin icra takip işlemi sayılacağını vurgu-
lamaktadır.
72
Yargıtay, 2008 tarihli bir Hukuk Genel Kurulu
73
kararında ihtiyatî
haczin, icra takip işlemi olmadığını şöyle açıklamaya çalışmaktadır:
“…Bu nedenledir ki, ihtiyati haciz bir icra takip işlemi olmayıp, asıl icra takip
işlemine yardımcı olan, güvence sağlayan, koruyucu nitelikte bir kurum ve
bizzat icra takip işlemine dönüşmeye elverişli, yapılacak icra takibinden veya
açılacak davadan önce uygulanan bir nevi tedbir işlemidir. İhtiyati haczin icra
takip işlemi olmadığı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun “İhtiyati
haczin İİK. 289. maddesinde öngörülen takip yasağından sayılmayacağına
ilişkin” 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 Esas ve 2000/94 Karar sayılı; yine
“ihtiyati haczin Türk Ticaret Kanunu’nun 662. maddesinde zamanaşımını
kesen sebepler arasında sayılan takip talebi niteliğinin bulunmadığına iliş-
kin” 22.06.1968 gün ve 1967/805 Esas, 1968/475 Karar sayılı, ilamlarında
66 Kuru, s. 888-889.
67 Yazar ayrıca, ihtiyatî hacizden sonra borçlunun açacağı menfî tespit davasının ta-
kipten sonra açılmış menfî tespit davası hükümlerine göre değerlendirileceğini
düşünmektedir (Postacıoğlu, s. 710).
68 Postacıoğlu, s. 709.
69 Tanrıver Süha,
Konkordato Komiseri,
Ankara 1993, s. 69.
70 Umar, s. 198-199.
71 Karslı, s. 666.
72 Özekes, s. 251-255.
73 HGK, 23.1.2008, E. 2008/12-25, K. 2008/3
(http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm).