

Yargıtay Kararları
386
Şeklinde düzenlenmiş olup, koruma tedbirleri nedeniyle tazmi-
natın hangi hallerde isteneceği 10 bent halinde sayılmış, fıkranın son
cümlesinde de kişilerin koruma tedbirleri nedeniyle uğradıkları mad-
di ve manevi her türlü zararlarını talep edebilecekleri belirtilmiştir.
Maddi tazminat ile mağdurların uğradıkları gelir kaybı, ödedikleri
avukatlık ücreti ve yol giderleri gibi masrafların giderilmesi amaçlanır-
ken, manevi tazminat ile kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması,
özgürlüğünden yoksun kalması nedeniyle duyduğu elem, ızdırap ve
ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesi amaçlanmaktadır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
73 .. … plakalı aracın kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiasıyla
yalnızca S.B. ve H.A.’nın şüpheli olarak ifadeleri alınmış, anılan şüp-
heliler de ifadelerinde davacıdan hiç bahsetmeyip aracın kendilerine
ait olduğunu belirtmişlerdir.
73 .. … plakalı aracın tescil maliki olan, ancak vergi kaydı olmaksı-
zın yük ve yolcu taşımacılığı yaptığı anlaşılan davacı M.U.’nun aracına
el konulup, sonrasında kovuşturmaya yer olmadığına kararı ile birlik-
te iadesine kadar olan yaklaşık altı aylık sürede uğramış olduğu gelir
kaybını gözeten yerel mahkemece 3000 lira maddi tazminata hükmo-
lunmuştur.
Somut olayda davacının şüpheli olarak ifadesi dahi alınmamış
olup, yalnızca tescil maliki olarak gözüktüğü araca suç şüphesi nede-
niyle el konulmuştur. Özgürlüğünden yoksun kalmayan davacının,
zilyetliği konusunda şüphe bulunan aracına el konulduğu iddiasıyla
sosyal çevresinde itibarının sarsılması sözkonusu olmayıp, dolayısıyla
manevi zararı da oluşmamıştır. Nitekim öğretide de manevi tazmina-
tın daha çok yakalama ve tutuklama koruma tedbirleri bakımından
söz konusu olabileceği belirtilmiştir (Ünver-Hakeri, Ceza Muhakemesi
Hukuku, 3. Baskı, sf. 482). Bu nedenle davacı lehine manevi tazminata
hükmeden yerel mahkeme kararı ile bu hükmü onayan Özel Daire ço-
ğunluk kararı isabetli değildir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının
kabulü ile, Özel Daire onama kararının manevi tazminata ilişkin bölü-
münün kaldırılmasına ve davacı lehine manevi tazminata hükmedilme-
sine ilişkin yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.