

Yargıtay Kararları
390
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
T. 27.12.2011
E. 2011/8-377
K. 2011/301
* Hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu,
başvurunun yapılacağı mercii, yöntemi ve baş-
vuru süresinin hiçbir duraksamaya yer vermek-
sizin açıkça belirtilmelidir.
* Mesleği bir kamu hizmeti niteliğindeki avu-
kat olan, sanığın savunmasını üstlenen ve bu
bağlamda savunma ve yasa yollarına başvurma
açısından yeterli düzeyde hukuki bilgiye sahip
olan müdafiin temyiz süresinin, kararın yüze
karşı verildiği hallerde tefhimden itibaren iş-
lemeye başlayacağını ve başvurunun hangi
mercie ne şekilde yapılacağını bilmemesi dü-
şünülemez, yasa yolu bildirimindeki bu ek-
siklik müdafii açısından bir yanılgı ve bu bağ-
lamda hakkın kullanılması yönünde bir engel
oluşturmaz.
(5271 sayılı CMK m. 2/1-c , 34/2, 231/2, 232/6, 264
Av.K. m. 1, 2, 34, 35 )
Parada sahtecilik suçundan sanık H.A.Ö.’nün 5237 sayılı TCY’nın
197/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000 Lira adli para
cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve zoralıma ilişkin,
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.07.2007 gün ve 179-242
sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dos-
yayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 14.09.2011 gün ve 6385-9397
sayı ile;
“5271 sayılı CMK.nun 34/2 ve 232/6. madde ve fıkralarına göre hü-
küm fıkrasında, verilen karara karşı kanun yollarına başvurma olanağı bu-
lunup bulunmadığının ve başvurma olanağı var ise süresi, mercii ve şekille-
rinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekirken, sanık
H.A.Ö.’nün
yüzüne karşı verilen hükme ilişkin temyiz süresinin tefhim tari-
hinden itibaren başlayacağının belirtilmesi yerine ‘tefhim ve tebliğden’ itiba-
ren denilmek suretiyle bu hususta duraksamaya neden olunduğu anlaşılmak-
la sanık
H.A.Ö.’nün
temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek her iki
sanık hakkında yapılan incelemede;