Background Image
Previous Page  111 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 111 / 441 Next Page
Page Background

Bireysel Emeklilik Sistemine Yönelik Değişikliklerin Eleştirisi

110

ve yoksulluk sınırlarının arasında gelir elde ettiğini ve tasarruf eğilimi-

nin de düşük ya da sıfır düzeyinde olduğunu göstermektedir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun Şubat/2012 ve-

rilerine göre bankalardan kullanılan Türk parası krediler 495.946 mil-

yon TL ve yabancı parası kredilerin TL karşılığı ise 187.911 milyon TL

olmak üzere Türkiye’de bankacılık sektöründen kullanılan kredi mik-

tarı, 684 milyar liraya ulaşmıştır. Buna karşın, bankalar bünyesinde

yurt içi yerleşik 52.190.254 mudi adına toplam 663.090 milyon TL mev-

duat bulunmaktadır. Yurt dışında yerleşik 346.752 mudi adına kayıtlı

29.114 milyon TL tutarındaki mevduat miktarı da hesaba katıldığında

toplam mevduat rakamı 692.204 milyon TL’ye ulaşmaktadır. Tüketici

kredileri rakamlarına bakıldığında, konut, taşıt, ihtiyaç ve diğer olmak

üzere toplam 168,190 milyon TL kredi kullanılmıştır. Kullanılan tüke-

tici kredisi dağılımı içinde konut kredisi (73,510 milyon TL ile yaklaşık

% 44 orana tekabül etmektedir) ağırlıklı yer teşkil etmektedir. Ayrıca,

1,301 milyon TL dövize endeksli tüketici kredisi kullanılmıştır. Birey-

sel kredi kartı kapsamında kullanılan rakam ise 56,582 milyon TL’dir.

Dolayısıyla dövize endeksli tüketici kredileri ile bireysel kredi kartı

kapsamında kullanılan rakamlar dahil olmak üzere 2012/Şubat sonu

itibariyle toplam kullanılan tüketici kredisi rakamı 226,074 milyon

TL’dir.

52

Kişi başına ortalama 3.100 TL tüketici kredisi isabet etmek-

tedir. Bankacılık sektöründen kullanılan kredi ve mevduat rakamla-

rı BES kapsamında biriken fonla karşılaştırıldığında arada büyük bir

fark bulunduğu göze çarpmaktadır. Nitekim, BES kapsamında yatırı-

ma yönlendirilen toplam fon tutarı 12.989 milyon TL’dir.

Ülkemizin önceki bölümde yer verilen istihdam ve sosyal güven-

lik yapısı ile nüfusun gelire göre dağılım durumu dikkate alındığında

tasarruf eğiliminde hissedilen yetersizlik kendisine önemli bir gerekçe

bulmaktadır. Özellikle tüketim eğilimini artırıcı etkilerin adeta kişile-

rin üzerinde baskıya dönüştüğü günümüz toplumsal yapısında, faiz-

lerdeki düşüş de yatırımın cazibesini yitirmesine neden olarak eko-

nomik kalkınma ve gelişim açısından zorunlu nitelikteki tasarrufların

zayıflamasına neden olmaktadır. Bu ortamda tasarrufun tekrar cazip

hale getirilerek artırılması gerekliliği açıktır.

52

http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Istatistiki_Veriler/Istatistiki_Veriler.aspx