Background Image
Previous Page  116 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 116 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

Tahir ERDEM

115

yapı doğrudan toplam vergi yükümlülüğünü artıracak yeni bir kamu

gideri oluşturma etkisi yerine kişinin kendi vergi yükümlülüğünde

bir indirim sağlanarak vergi gelirlerinde sınırlı bir azalma etkisi ya-

ratmaktadır. Bununla birlikte, öngörülen devlet katkısı modeli kişinin

kendi yükümlülüğüyle sınırlı vergi indirimi yerine katılımcıların katkı

payına orantılı bir devlet katkısı sağlanması esasına dayanarak vergi

yükümlülüğünü toplam olarak artıracak ve bu katılımla ilgili olma-

yanlara da yansıyacak yeni bir yükümlülük ihdası gündeme gelecek-

tir. Bu durumda, sisteme katılan kişinin şahsi/bireysel tasarrufunun

artırılması için kendi kişisel vergi yükümlülüğüyle bağ kurulmaksı-

zın devlet tarafından katkı sağlanacaktır. Sisteme katılımcıların vergi

mükellefi ya da yükümlülüğü ilişkisi araştırılmaksızın daha genel bir

destek modeli getirilerek kamu giderleri yapılacak destek ödemeleri

oranında artırılacak ve yeni vergi yükümlülükleri ihdas edilecektir.

Bu durumda, sisteme katılımcılar adına devlet tarafından sağlanacak

katkının vergi yükümlülüklerini artırıcı etkisi hukuki sıkıntı taşımak-

tadır. Nitekim vergi gelirleri Anayasanın 73’üncü maddesinde belir-

tildiği üzere ancak kamu giderlerini karşılamak üzere toplanabilir.

Buna mukabil kişilerin bireysel tasarrufunu desteklemeye yönelik bir

destek unsuru nedeniyle kamu bütçesinde gerçekleşecek bir artışın or-

tak/müşterek gereksinim olarak kabul edilerek vergi yükümlülüğüy-

le finansmanı kanaatimizce mümkün değildir. Bu noktada, bireysel

emeklilik sistemi için öngörülen devlet katkısının Anayasanın 73’üncü

maddesi kapsamındaki bir

“kamu gideri”

olarak kabul edilememesi du-

rumunda vergi yükünde meydana getireceği artış meşruiyetini yitire-

ceğinden finansmanı konusunda özel bir kaynak hükmü getirmeyen

düzenleme Anayasal dayanaktan yoksun kalır.

Sonuç olarak bugün itibariyle mevcut rakamlara bakıldığında BES

kapsamındaki katılımcı sayısı ve biriken tasarruf tutarı vergi indirim

modeliyle önemli boyutlara ulaşmıştır. Gelinen noktada, vergi indirim

sistemiyle BES başarılı bir gelişim grafiği izlemektedir. 2001 yılından

bu yana önemli mesafe katedilmiş olan bu yapı artık temellenmiştir.

BES’e vergi yükümlülüklerinde genel bir artışa neden olacak devlet

desteği verilmesine yönelik bir model birey ve toplum arasında

“kamu

yararı”

dengesini sağlayamayacağı gibi Anayasanın 73’üncü madde-

sindeki anlamıyla

“kamu gideri”

ilişkisini gerçekleştiremediği sürece

mali egemenliğin sınırları kapsamında da olamayacağından isabetsiz

bir adım olarak kalacaktır. Bu yönüyle öngörülen sistem değişikliği ka-