

Bireysel Emeklilik Sistemine Yönelik Değişikliklerin Eleştirisi
114
sel”
tasarruflarına devletin doğrudan vergi gelirlerinden karşılanacak
bir tutarla katkı yapması, sistemde dengesizliğe ve adaletsizliğe kapı
açacaktır. Bu dengesizliğin öngörülen destek üzerinden BES’in uzun
vadede ekonomiye sağlayacağı olumlu katkılarla meşrulaştırılması
kanaatimizce kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Vergi gelir kom-
pozisyonu itibariyle
“adalet”
unsuru bakımından eleştiriye açık olan
mevcut sağlıksız yapı içinde bir de tasarruf gücü olanlara doğrudan
“maddi”
katkı yapılarak vergi kaynaklarından aktarım yapılması sos-
yal hukuk devleti ilkesi ile birlikte eşitlik ve adalet anlayışını zaafa uğ-
ratır. Anayasal açıdan dayanak sorunu bulunan bu yeni modele sosyal
ve siyasi tercih yönünden getirilebilecek eleştirilerin ötesinde asıl hu-
kuki olarak önemli engeller bulunmaktadır.
Mali egemenlikten doğan vergilendirme yetkisi ancak
“kamu gi-
derlerini”
karşılamak üzere müşterek sorumluluk anlayışına dayalı
olarak kullanılabilir. Bu bağlamda, kamu tarafından yapılan her türlü
harcamanın kamu gideri olarak esas alınarak karşılığının vergi gelirle-
riyle finansmanı mümkün değildir. Her ne kadar bir kısım toplumsal
etkileri ve yararları beraberinde getirse de adından anlaşılacağı üzere
BES
“bireysel”
yani kişinin şahsına ve kişiliğine bağlı bir programdır.
“Bireysel emeklilik sisteminin”
devletin doğrudan katkı sağladığı ve bir
anlamda katkısının gerekli olduğu sosyal içerikli
“kamu sosyal güvenlik
sisteminden”
önemli farklılıkları vardır. Kamu sosyal güvenlik sistemi-
ne devlet katkısı Anayasal ilke ve esaslara dayanmakla birlikte birey-
sel emeklilik sistemine devlet katkısı açısından böylesi bir dayanak söz
konusu değildir.
Bu bağlamda, ülkemizin mevcut sosyal yapısı içinde tasarruf ede-
bilecek durumda gelir elde eden ya da varlığa sahip olan sınırlı bir ke-
simin doğrudan vergi gelirleriyle karşılanan devlet desteğiyle koşul-
lu ancak karşılıksız şekilde
“bireysel”
bir sistem içinde kişi ekseninde
desteklenmesi Anayasal dayanaktan yoksun olduğu gibi kanaatimizce
sosyal adalete ve hukuk devleti anlayışına zarar verir. Bu durum Ana-
yasanın 2’nci ve 73’üncü maddeleriyle çelişmektedir.
Devlet katkısı modeli karşısında vergi indirimine dayalı modelde
katılımcı kendi vergi mükellefiyeti ya da sponsoru kapsamında yük-
lenmesi gereken bir kısım vergilerden indirim yoluyla avantaj sağla-
maktadır. Bu sayede yeni kurulan sistemin ilk etapta öngörülen amaç-
ları sağlaması için vergisel yönden desteklenmesi öngörülmüştür. Bu