Background Image
Previous Page  223 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 223 / 441 Next Page
Page Background

Zimmet Suçu’nun Kooperatifler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu Özelinde Değerlendirilmesi

222

rek hukuk tarihimizde müstakil bir suç olarak yer alıp, zimmete ge-

çirme fiilinin cezalandırıldığını görmekteyiz. Bu itibarla, 5237 Sayılı

Türk Ceza Kanunu’nda da 247-249 maddeleri arasında kendisine yer

bulmuştur. Bu noktada beklentimiz zimmet suçu kanunumuzda ne şe-

kilde düzenlenirse uygulamada en az sorunla karşılaşılacak, suçun te-

sisi ile amaçlanan hedefe en fazla yaklaşılmış olacağıdır. Bu bağlamda

5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlar-

da ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun; 23

Ocak 2008 tarihinde Meclis Genel Kurulunda kabul edilmiş ve 08 Şu-

bat 2008 tarihli, 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe

girmiştir. Bu Kanun ile birlikte, birçok kanunun çeşitli maddelerinde

değişiklikler yapılmıştır. Çalışmamızda, Türk Ceza Adalet Sistemi’nin

benimsemiş olduğu farklı felsefe ve sistem ile beraber, 5728 sayılı ka-

nunla yapılan değişikliklerle gelinen noktada, kişinin kamu görevlisi

olup olmadığına bakılmaksızın belli malvarlığı değerlerini zimmeti-

ne geçirmesi halinde cezalandırılacağını düzenleyen Yardım Toplama

Kanunu ve Kooperatifler Kanunu özelinde, ‘’Zimmet’’ suçu mevcut

düzenlemenin, günümüze kadar elde edilen tecrübelerin ve hukuk

kültürü kazanımlarının edindirdiği bakış açısıyla değerlendirilmeye

çalışılmıştır.

Buna göre; zimmet suçunun hukuki konusu, kamu idaresine karşı

duyulan güvenin korunmasıdır. Kanun metninde, hukuki bir kavram

olarak, suç konusu olabilecek her şeyi kapsayan

“mal”

ifadesinin kul-

lanılmasıyla yetinilmesi isabetli bir tercihi ifade etmektedir. Zimmet

suçunun faili, Türk Ceza Kanunu’ndaki ifadeyle

“kamu görevlisi”

dir.

Böylece memur kavramını da kapsayan

“kamu görevlisi”

tanımına yer

verilmiştir. Yapılan tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için

aranacak yegane ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır.

Eski ceza kanunu döneminde kanun metninde suçun konusu eşyanın

taşınır ya da taşınmaz olması konusunda herhangi bir ayrım söz ko-

nusu değildi. Buna rağmen doktrinde yaygın olarak, zimmet suçunun

konusunun taşınır eşyalar olduğu ifade edilmiştir. 5237 sayılı TCK’nın

madde metninde de bu durum söz konusu iken, madde gerekçesinde

açıkça taşınmazların da zimmet suçuna konu olabileceği ifade edil-

miştir. Bir taşınmazın zimmete geçirilmesi fiilen zor görünüyor olsa

da, bir şekilde gerçekleşen taşınmaz zimmetlerine de zimmet suçuna