

Suçların ve Cezaların Kanuniliği İlkesi
226
I. GİRİŞ
Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi, birey hak ve özgürlükle-
rinin korunmasının güvencesini teşkil etmektedir. Bu ilke sayesinde
suçlar ve bu suçlar karşısında uygulanacak yaptırımlar önceden belir-
lenerek kişi hürriyetlerinin sınırları çizilmekte, söz konusu sınırların
içinde kalan davranışlarsa serbest kalmaktadır.
Bu şekilde kişi, kendi fiillerine egemen olabilmek iktidarına sahip
olduğundan hareketlerini düzenlemek imkânı bulmakta ve yine bu
sayede kişiyi işlemiş olduğu fiilden dolayı kusurlu saymak mümkün
olmaktadır
1
.
Ancak kanunilik ilkesinin ceza hukukunda kabulü kolay olmamış,
ilke egemen gücün keyfi uygulamalarına tepki olarak uzun yıllar için-
de şekillenmiştir.
II. TARİHSEL GELİŞİM
1. Ortaçağ
Kanunilik ilkesini açıklamak ve doğru bir şekilde yorumlayabil-
mek, ancak hangi ihtiyaçlardan doğduğunu anlamakla mümkün ola-
bilir.
Doktrinde pek çok yazar, Kanunilik ilkesinin köklerini 1215 tarihli
Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlük Fermanı)’da arar
2
. Ferman,
dönemin İngiliz kralının mutlak olan yetkilerini sınırlandırması açısın-
dan önemlidir.
Ancak yaşanan bu gelişme karanlık çağ olarak da adlandırılan or-
taçağa aydınlık getirmeye yetmemiştir. Gerçekten de Ortaçağ Avru-
pa’sında bireyin hiçbir kıymeti yoktur. Kilise yozlaşmış, insani değer-
ler kaybolmuştur.
Diğer taraftan, matbaanın yaygınlaşmasıyla okuma-yazma bilen-
ler artmış, bilgilenen toplum Katolik Mezhebinin yozlaşmış yorumu-
nu sorgulamaya başlamıştır. Zamanla, insanın değerini kabul eden,
1
Dönmezer, S./Erman, S.: .Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, C. 1, İstanbul 1997, s. 17.
2
Antolisei, F.: Manuale di diritto penale, PG., Milano 1980, s. 51 vd.; Bettiol, G.: Di-
ritto penale, Padova 1978, s. 111; Mantovani, F.: Diritto penale, Padova 1979, s. 38.