

TBB Dergisi 2013 (104)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
427
görevleri sırasında polis memurları tarafından kötü muameleye ma-
ruz bırakıldığından ve neticesinde vücudunda tıbbi raporlarda belir-
tilen yaralar oluştuğundan dolayı, Devlet’in Sözleşme’nin 3. maddesi
uyarınca bu durumdan sorumlu olduğunu belirtmektedir. Mahkeme
bu nedenle, başvuranın maruz kaldığı insanlık dışı muameleden do-
layı Sözleşme’nin 3. maddesinin esas yönünden ihlal edildiğine karar
verir.
2. 3. maddenin usulü bakımından
31. Hükümet, polis memurları hakkında 5271 sayılı kanunun 231.
maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının af ka-
nunu olarak değerlendirilemeyeceğini öne sürmüştür. Bu bağlamda
Hükümet, polis memurlarının cezalarının, kararın verildiği tarihten
itibaren beş yıl içerisinde başka kasıtlı bir suç işlemeleri halinde uygu-
lanacağını belirtmiştir.
32. Mahkeme, bir bireyin, polis veya diğer benzer Devlet görevlile-
rinin gözetimi altında tutulduğu sırada, 3. maddenin ihlaline yol aça-
cak bir müdahaleye maruz kaldığına dair güvenilir bir ifade vermesi
halinde, bu maddenin Devlet’in Sözleşme’nin 1. maddesinde belirtilen
“kendi yetki alanları içinde bulunan herkesin, bu Sözleşmenin birinci
bölümünde açıklanan hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağla-
mak” şeklindeki genel görevi ile bağlantılı olarak yorumlanması ve
olay hakkında dolayısıyla etkili bir resmi soruşturma yapılmasını ge-
rektirdiğini hatırlatmaktadır. Bu tür bir soruşturma, sorumlu olanların
tespit edilmeleri ve cezalandırılmaları sonucuna götürebilmelidir (bkz.
Labita v. italya [GC], no. 26772/95, § 131, AİHM 2000-IV). Mahkeme-
nin yerleşik içtihadına göre, bu husus, yerel adli makamların uygula-
nan fiziksel ve psikolojik eziyeti hiçbir koşulda cezasız bırakmamala-
rı gerektiği anlamına gelmektedir. Bu durum özellikle halkın hukuk
devletine olan güvenini ve desteğini sağlamak noktasında önem arz
etmektedir. Ayrıca, kamu makamlarının hukuka aykırı eylemlere tole-
rans gösterdiği ya da gerekli dikkati göstermediğine ilişkin toplumda
oluşabilecek kanaatin önlenmesi açısından da gereklidir(bkz. Okkalı v.
Türkiye, no. 52067/99, § 65, AİHM 2006-XII (alıntı), ve yukarıda anı-
lan, Derman, § 27).