

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
498
97. Mahkeme Halil Savda davasının, özellikle vicdani retçi unvanının
tanınması talebinin inceleme evresinden geçmemesiyle öteki dava-
lardan ayrıldığını gözlemlemiştir. Gerçekten başvurucunun talebi
hiçbir otoritenin inceleme konusu olmamıştır ve başvurunun kar-
şısına çıktığı otoriteler, sadece askeri yükümlülükleri yerine getir-
memeyi önleyici cezai düzenlemelere başvurmakla yetinmişlerdir.
98. Bu bakımdan Mahkeme, özel hayat hakkının korunması gereğince,
Sözleşme’nin 8.maddesi bakımından devletin pozitif yükümlülü-
ğünün; etkili ve erişilebilir bir prosedürü yürürlüğe koymayı içere-
bileceğini birçok kez dile getirmiştir (Airey/İrlanda davası, 9 Ekim
1979, § 33, série A no:32; McGinley ve diğerleri/Birleşik Krallık, 9
Haziran 1998, § 101, Recueil des arrets et decisions 1998-III; Roche/
Birleşik Krallık [GC], başvuru no:32555/96, § 162, CEDH 2005-X).
Ayrıca bu yükümlülüğün, özellikle bireylerin haklarını korumaya
ve özel hayatına saygı göstermeye yönelik hukuksal bir çerçeve
yaratarak adli ve idari mekanizmaları kurmayı ve gerektiğinde de
spesifik önlemler almayı kapsadığını kesin bir dille söylemiştir.
Vicdani retçi unvanının tanınması talebinin incelememesi gibi, aske-
ri yükümlülük ile bir kişinin vicdani veya samimi ve derin inançları
arasında ciddi ve başa çıkılmaz bir çatışmaya sebep olacak nitelikteki
bir sistemde; yukarıda bahsedilen ilkeler, zorunlu askerlik hizmetini
vicdani olarak ret hakkına
mutatis mutandis
uygulanabilir.
99. Mahkeme ilgilinin, Sözleşme’nin 9. maddesince güvence altına alı-
nan menfaatlerini korumak amacıyla, ilgiliye vicdani retçi statü-
sünden yararlanma hakkı olsun olmasın bu hakkı sağlayan etkili
ve erişilebilir bir prosedür (bakınız R(87)8 sayılı tavsiye kararı, yu-
karıda 55.paragraf) sunma şeklindeki pozitif yükümlülüğün otori-
telere düştüğü kanaatindedir.
100.Yukarıda belirtilenler ışığında Mahkeme, herhangi bir alternatif
kamu hizmeti (Erçep,
op.cit.
, § 63) ile ilgiliye vicdani retçi statü-
sünden yararlanma hakkı olsun olmasın bu hakkı sağlayan erişi-
lebilir ve etkili herhangi bir prosedür öngörmeyen bir sistemin,
toplumun genelinin menfaati ile vicdani retçilerin menfaati arasın-
da adil bir denge kurmuş olmayacağını gözlemlemiştir. Bundan
şu sonuç çıkmaktadır: yetkili otoriteler Sözleşme’nin 9. maddesine
ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemişlerdir (bakınız,
mutatis