

TBB Dergisi 2013 (107)
Mehmet YAYLA
217
klasik silahlı saldırı durumunda bile nasıl uygulanacağı tartışılırken,
siber saldırı gibi etkilerinin ya da zararlarının ölçülmesi ve hukuka uy-
gun bir karşılık verilmesi durumu da uluslararası arenada hala çözüm
bekleyen konulardan birisidir.
IV. SONUÇ
Devletler kendi sınırlarını, ulusal güvenliklerini ve barış ortamını
korumak zorundadırlar. Günümüzde siber güvenlik, küçük büyük,
gelişmiş ya da az gelişmiş her ülke için önemlidir ve ulusal güvenlikle
eş değer tutulmaktadır. Siber alan, fiziki alan gibi sınırları olan üze-
rinde tek bir devletin egemenlik kurduğu bir alan değildir ve gelişen
teknolojik imkânlar ve siber saldırıların sınır tanımaz yapısı, uluslara-
rası barış ve güvenliği tehdit eden en büyük sorunlardan biri haline
gelmiştir.
Günümüzde siber ortamı tamamen güvenli hale getirmek bir
ütopya olarak görülmesine rağmen siber saldırıları engellemek için
küresel anlamda işbirliğine ihtiyaç olduğu açıktır. Birleşmiş Milletler’e
üye devletler aynı tanım, strateji veya çözüm konusunda halen uzlaşa-
bilmiş değildirler. Devletlerin siber tehditlere karşı yaklaşımı ve stra-
tejisi ile hukuki anlamda yorumu farklı olduğundan kolektif anlamda
çözüm de zorlaşmaktadır.
Henüz siber saldırı ve siber savaş konusunda ortak bir dil oluştu-
ramamış, hangi siber saldırının silahlı saldırı kapsamında değerlendi-
rileceği, siber saldırılara karşı savaş hukuku kapsamında kuvvet kul-
lanılıp kullanılamayacağı konularında ittifak edememiş uluslararası
toplumun; yakın gelecekte daha karmaşık hale gelip sonuçları daha
ciddi olacak siber saldırılar konusunda ortak bir çaba içine girmesi ve
hukuki anlamda gerekli hazırlıkları yapmasının kaçınılmaz olduğu
değerlendirilmektedir.
Bunun yanında hukukçuların, devlet güvenliğine, ulusal ve ulus-
lararası barışa karşı tehdit oluşturan siber savaş ve siber saldırıların
hukuk dünyasına etkileri, mevcut kuralların uygulanabilirliği ve ih-
tiyaç duyulan düzenlemeler konusunda çalışmalarının uygun olacağı
düşünülmektedir.