Background Image
Previous Page  476 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 476 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (107)

Yargıtay Kararları

475

tarihi yeni dönemde yani 01.06.2005 tarihinden sonra olan fiiller yönünden

ise, iddianamenin kabul tarihini esas aldığı görülmektedir.

Yargıtay 4. CD. bu kararlarında özetle; ‘…5187 sayılı Basın Yasasının

26/1. maddesinde ceza davalarının açılmasına ilişkin hak düşürücü nitelik-

teki sürelerin, yasa koyucu tarafından 1412 sayılı CYY.nın yürürlükte bu-

lunduğu dönemde kabul edilerek 26.06.2004 tarihinde yürürlüğe girmesi ve

1412 sayılı CYY.uygulamasında kamu davasının iddianamenin düzenlen-

diği tarihte açılmış sayılması karşısında, Cumhuriyet savcılığına tanınan 2

aylık dava açma süresinin, sonraki herhangi bir yasayla değiştirilmediği ve

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CYY’nın 175.maddesi hük-

münün, 5187 sayılı basın Yasasını düzenleyen yasa koyucunun amacına ay-

kırı biçimde yorumlanması suretiyle kısaltılamayacağı’ görüşünü haklı olarak

savunmaktadır.

Bu görüşe kısmen katılmakla birlikte, burada dayanılan ‘1412 sayılı

CYY.nın yürürlükte bulunduğu dönemde kabul edilerek 26.06.2004 tarihin-

de yürürlüğe girmesi ve 1412 sayılı CYY. uygulamasında kamu davasının

iddianamenin düzenlendiği tarihte açılmış sayılması karşısında, Cumhuriyet

savcılığına tanınan dava açma süresinin de sonraki herhangi bir yasayla de-

ğiştirilmediği’ görüşünden hareketle ve yukarıdan itibaren açıkladığımız ge-

rekçelerle 01.06.2005 tarihinden sonra işlenen suçlar yönünden de dava açma

süresinin denetiminde iddianamenin düzenlenme tarihinin esas alınması ge-

rektiği düşüncesindeyiz.

Sonuç olarak, 5187 sayılı Kanunun kabul edildiği dönemde iddianame-

nin kabulü kurumunun mevcut olmadığı, bu normun yürürlüğe girdiği ta-

rihte ve sonrasında halen devam eden yasa koyucunun iradesi de göz önünde

bulundurulmalı ve Basın Kanunu md. 26’daki dava açma süresini düzenle-

yen usul hukuku normunun CMK normlarına göre ‘istisna norm’ niteliği

taşıması nedeniyle bu istisna normun uygulanması gerektiği kabul edilerek

iddianamenin düzenlendiği tarih itibarıyla dava açma süresi hesaplanmalıdır.

Aksi düşüncenin kabulü halinde ise; kanun koyucunun iradesine rağ-

men dava açma süresi fiilen kısaltılmış hale gelecek, iddianamenin iadesi veya

incelenme süresinin uzun olması gibi hallerde Cumhuriyet Savcısına yükle-

nemeyecek gecikmelerden dolayı hak düşürücü sürenin geçmiş sayılmasına

neden olunabilecek, yargı birliğini bozacak uygulamalara yol açılabilecek, Ba-