

Yargıtay Kararları
474
(Değişik: 10/6/1983 - 2839/61 md.) Seçim suçlarından doğan kamu da-
vası, seçimin bittiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılmadığı takdirde kovuş-
turma yapılamaz.
Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda
izin veya kararın alınması için yapılan müracaat tarihi ile izin veya kara-
rın verildiği tarih arasında geçen süre dava süresi hesabına katılmaz. An-
cak, bu süre üç ayı geçemez) diğeri ise inceleme konumuzu oluşturan Basın
Kanunu’nun 26. maddesidir. Yasa koyucunun sadece bu iki kanunun uygu-
laması nedeniyle kamu davası açmayı (zamanaşımı süresi içinde bulunmak
kaydıyla) hak düşürücü süreye tabi tutmuş olması gerçekten anlamlıdır. Se-
çimlerin gerçekleştirilmesinin ve basın özgürlüğünün sağlanmasının demok-
ratik hayatın esaslı bir unsuru olduğu gözetildiğinde belirtilen iki kanundaki
istisnai nitelikteki düzenlemenin amacı daha iyi anlaşılacaktır.
İşte bu nedenlerle Basın Kanunu’ndaki dava açma süresini düzenleyen
26. madde hükmünün istisna bir hüküm olduğuna kuşku bulunmamaktadır.
Bu durumda yani, iki norm arasında kural – istisna ilişkisinin mevcut oldu-
ğu durumda, doktrinde; ‘Eski kanun özel ise, yeni genel kanunun eski özel
kanuna aykırı olduğu söylenemez. İstisna olduğuna göre, eski özel kanun yü-
rürlükte kalır. Eğer onun da ilga edilmesi isteniyorsa, ilga ediş açık olmalıdır’
görüşü haklı olarak ifade edilmektedir (Nurullah KUNTER / Feridun YE-
NİSEY/ Ayşe NUHOĞLU: Muhakeme Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hu-
kuku, onbeşinci bası, İstanbul Kasım 2006, s. 551-552). Sonuç olarak Basın
Kanunundaki dava açma süresine ilişkin kuralın ‘istisna normu’ olması göze-
tilerek, evleviyetle uygulanması gerekli olup, salt iddianamenin düzenleyerek
mahkemeye verilmiş olması yeterlidir. Yoksa, davanın süresinde açılmış sa-
yılması için iddianamenin kabulü prosedürünün de tamamlanması gerektiği
şeklindeki genişletici yorum yasa koyucunun arzu etmediği şekilde dava açma
sürelerinin kısalması sonucunu doğuracaktır.
9. Yüksek Yargıtay Uygulaması
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, somut uyuşmazlık konusuna ilişkin çeşit-
li kararlarında suç tarihine göre bir ayrıma gitmeyi tercih ederek, suç tarihi
01.06.2005 tarihinden önce olan fiiller yönünden Basın Kanunundaki dava
açma süresi bakımından iddianamenin düzenlenme tarihini esas aldığı (Ör-
neğin 4. CD. 04.03.2009 tarihli ve 2008/20551 E. - 2009/3996 K. sayılı), suç