Background Image
Previous Page  55 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 55 / 505 Next Page
Page Background

Kamu Yönetiminde Bir İlk; ÇED Raporu Uygulaması İle İşlem Üretme Sürecine ...

54

1- ÇEVRE HAKKI DUYARLILIĞI VE NİTEKLİ ÇEVRE

YÖNETİMİNİN İNSAN İÇİN OLDUĞU GERÇEĞİ

1972 Haziran‘ında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre Kon-

feransı sonrası yayınlanan Stockholm Bildirgesi‘nde “İnsan, kendisine

onurlu ve iyi bir yaşam sürmeye olanak veren nitelikli bir çevrede, öz-

gürlük, eşitlik ve tatmin edici yaşam koşulları temel hakkına sahiptir.“

ifadesiyle ilk kez “Çevre Hakkı“ olgusu işlenmiştir.

28 Ekim 1982 tarihli Dünya Doğa Şartı ise, çevre hakkının uygula-

maya geçirilmesi konusunda devletlerin yükümlülüklerini ve bireyle-

rin olanaklarını belirleyerek daha somut ilkeler getirilmiş ve 1992 Ha-

ziranında imzalanan Rio Toplantısı‘nda ise Birleşmiş Milletler Çevre

ve Gelişme Konferansında Dünya Çevre Sözleşmesi deklere edilmiştir.

Yine Afrika Şart‘ında da, bütün halkların, gelişmelerine uygun

olarak tatmin edici ve bütünleyici bir çevre hakkına sahip oldukları

vurgulanmıştır.

1970‘li yıllardan itibaren ulusal düzeyde ise Anayasasını değişti-

ren veya yeni Anayasa İhdas eden ülkeler çevre hakkı ve çevrenin ko-

runmasına dair ilkelere yer verme yoluna gitmişlerdir.

“Çevre Hakkı“ doğal ortam ve yaşam koşullarına yönelik olum-

suz etki ve zararları önlemek ve cezalandırmak amacıyla özellikle

devletlerin gerekli önlemleri alma ve daha genel biçimde, her insanın

sağlıklı ve ekolojik olarak dengeli bir çevre hakkına saygı içinde eşya

ve malların kullanımını düzenleme yükümlülüğü öngörmektedir.

Bu teorik tanımın uygulamaya konulması sorunu ise beraberinde

usule ilişkin hakları ve ödevleri gündeme getirmektedir.Önleyici ted-

birlerden olan bilgilenme hakkı; kişilerin ve ilgililerin, çevreyi bozma

riski bulunan proje ve proğramlardan haberdar edilmesi olarak anla-

şılmaktadır.

Yine, Çevre hakkı içerisinde irdelediğimiz katılma hakkı, kişi ve

kitle örgütlerinin çevre konusunda alınacak kararlara katılabilme sü-

recinide ifade etmektedir.

Bir diğer olgu ise, başvuru hakkı olup, çevrenin bozulması veya

ilgili kuralların ihlali durumunda birey ve gruplarına, idare ve yargı

makamları önünde başvuru hakkı tanınmasını da içermektedir.

1

1

KABAOĞLU, İbrahim., Çevre Hakkı, İletişim Yayınları, Cep Üniversitesi, İstan-

bul: 1992, ss.17-19.