

Kefalet Sözleşmesinin Uygulama Alanı
120
583/3). Komisyoncunun garanti vermesi nedeniyle ayrıca ücret isteme
hakkı vardır (TBK m. 537/2)
2) Komisyoncunun Garanti Verme Ehliyeti
Komisyoncu evli ve esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı ise esnaf
veya sanatkârlar tarafından mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak veri-
lecek kefaletler için eşin rızası aranmayacağından, komisyoncunun
garantisinde eşin rızasına gerek yoktur (TBK m. 584/3). Komisyoncu-
nun garanti verebilmesi için tam ehliyetli ya da meslek ve sanatın yü-
rütülmesi için izin verilen sınırlı ehliyetsizlerden olması (MK m. 453)
yeterlidir.
SONUÇ
Kanun koyucu
TBK m. 603 ile
alacaklıların kefili koruyucu hü-
kümlerden kurtulmalarını ve bunları dolanmalarını önlenmeyi amaç-
lanmıştır. Fakat kefalete ilişkin hükümlerin gerçek kişilerce kişisel gü-
vence verilmesine ilişkin sözleşmelere uygulanması, bu sözleşmelerin
yapısına uymayan yeni şekil ve ehliyet şartlarının ortaya çıkmasına
neden olmuştur. Ortaya çıkan bu durum bilerek ya da bilmeyerek bazı
sözleşme tipleri arasındaki farkları anlamsız hale getirmiş ve kurulabi-
lecek sözleşme sayısında fiilen azaltmaya gidilmesine neden olmuştur.
Dolayısıyla TBK m. 603 düzenlemesiyle, Anayasa m. 48’de güvence
altına alınan sözleşme özgürlüğünün unsurlarından, sözleşmenin şek-
lini ve tipini seçme özgürlüğü aşırı ölçüde sınırlandırmıştır. Doktrinde
kefalet için düzenlenen hükümlerin gerçek kişilerce verilecek kefaletle
denk şartlarda ya da daha ağır şartlarda kişisel teminat verilmesine
ilişkin sözleşmelere evleviyetle uygulanması gerektiği savunulsa da
uygulanacak hükümlerin hedeflenen sözleşmelerin yapısına uyup
uymayacağı pek az tartışılmıştır. Hâlbuki
bir sözleşmenin türünün ve
içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya
gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek
ve ortak iradeleri esas alınır
şeklindeki TBK m. 19/1 hükmü karşısında,
kanun koyucunun kefalet sözleşmesinin uygulama alanını genişletme-
si, anlamsız bir endişeden kaynaklanmaktadır. Gerçek kişilerce kişi-
sel güvence verilmesine ilişkin sözleşmelere uygulanacak hükümler