

TBB Dergisi 2013 (108)
Şamil DEMİR
115
• Aval şerhi “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibare
yazılarak verildiğinden kefalete ilişkin yazılılık unsuru gerçekleş-
miş olur. Aval poliçe, çek ve bono bedelinin
kısmen ya da tama-
men ödenmesi
konusunda güvence vermek amacıyla verildiğin-
den, avalistin kambiyo senedi üzerinde yazan tutarın tamamından
mı yoksa bir kısmından mı sorumlu olmayı taahhüt ettiğini yaz-
ması mümkündür. Avalin şekline ilişkin TTK m. 700/1hükmü ile
kefaletin şekline ilişkin (TBK m. 583/1 ve 2) hükümler arasında
azami sorumluluk tutarının belirlenmesine bakımından çelişki ya-
ratacak bir durum yoktur.
• Kefaletin şekline ilişkin hükümlerin kambiyo senetlerine verilecek
aval bakımından getirdiği ilk unsur aval tarihidir. Aval, keşide ve
tanzim tarihinden sonra verilebileceğinden, avalistin aval şerhi
verdiği tarihi poliçe, bono veya çeke veya bunların alonjuna, el ya-
zısıyla yazması bir geçerlilik şartıdır.
• Aval verenin sorumluluğu, aval verilenin sorumluluğu ile aynı
yani müteselsil olduğundan, avalde, kefalette olduğu gibi müte-
selsil sorumluğun veya bu anlama gelecek başka bir ifadenin el ya-
zısıyla aval şerhine eklenmesine gerek yoktur. Aval şerhinin tem-
silci tarafından verilmesi de aynı geçerlilik şekline tabidir (TBK m.
583/2). Eğer aval şerhinde verilen kambiyo taahhüdünde belirti-
len tutar artırılmak istenirse, eski tutarın çizilerek, yeni tutarın ve
yeni aval tarihinin yazılması ve aval veren tarafından imzalanması
gerekir (TBK m. 583/3).
Yukarıdaki değerlendirmelere karşın
doktrinde
, TTK m. 701’de
avalin şeklinin “özel hüküm” ile düzenlenmiş olması ve aval ile ke-
falet arasındaki önemli nitelik farklılıkları dikkate alındığında, kefale-
tin şekline ilişkin hükmün TBK m. 603 gereğince, poliçe, çek ve bono
üzerine verilen avale uygulanamayacağı haklı olarak ifade edilmekte-
dir. Gerçekten de TTK’nun avalin şekline ilişkin hükümleri, TBK’nun
kefaletin şekline ilişkin hükümlerine göre özel nitelikte olduğundan,
kefaletin şekline ilişkin hükümler bir kambiyo taahhüdü olan avale
uygulanmamalıdır. TTK m. 701’deki şekle uygun olarak verilen ava-
lin, kefalete ilişkin şekil şartları aranmaksızın geçerli kabul edilmesi
gerekir. Bununla birlikte kefil olma ehliyete ve eşin rızasına ilişkin hü-
kümlerin avale uygulanması kaçınılmaz görünmektedir
89
.
89
Kırca, s.437; Yavuz, s. 866;
Öztan, s. 170;
Özen, s. 47, 50; Aydoğdu/Kahveci, s.