TBB Dergisi 2013 (109)
Emel BADUR
297
kavramın üzerinde durulmasında da yarar görülmektedir. NPHK’un
“Sterilizasyon ve Kastrasyon”
kenar başlıklı 4. maddesinin ilk fıkrasın-
da sterilizasyon,
“Bir erkek veya kadının çocuk yapma kabiliyetinin cinsi
ihtiyaçları tatmine mani olmadan izalesi için yapılan müdahale demektir.”
ifadesiyle tanımlanmıştır. Eşin rızasıyla ilgili olan 6. maddenin yolla-
ma yaptığı, 4. maddenin ikinci fıkrasında ise
“Sterilizasyon ameliyatı,
tıbbi sakınca olmadığı takdirde reşit kişinin isteği üzerine yapılır.”
ifadesi
yer almaktadır.
Kanun’un
“Gebeliğin Sona Erdirilmesi”
kenar başlıklı 5. maddesinin
ilk fıkrasında
“Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı
açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edi-
lir.”
ifadesiyle iradi yasal kürtaj süresi düzenlenmiştir. Yasa koyucu
Kanun’un 5/1. maddesinde,
“istek üzerine”
ifadesiyle belirsiz bıraktığı,
rıza sahibinin kimliğini, 6. maddenin başlangıcında
“5. maddede belir-
tilen müdahale, gebe kadının iznine... bağlıdır.”
ifadesiyle netleştirmiştir.
Yukarıda açıklanan maddelerden ortaya çıkan sonuç, sterilizasyon
işlemini yaptıran evli kadın ya da erkeğin ve gebeliği sona erdirmek
isteyen evli kadının eşinin rızasına ihtiyaç duymakta olduğudur. Bu
noktada yasa koyucu evli kadının rahim tahliyesi için açıkça kocanın
rızasından söz etmemiş olmakla birlikte, rahmi tahliye edilecek olan
kişi karı olduğuna göre, rızası aranacak olan kişi de kocadır.
NPHK’un 6. maddesinde eşin rızasının şekline ilişkin bir belirleme
olmamakla birlikte, Kanun’un 5. maddesinin son fıkrasına dayanılarak
çıkartılan,
“Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve
Denetlenmesine İlişkin Tüzük”
ün
“İzin Belgesinin Alınma Yöntemi”
kenar
başlıklı 15. maddesinde bu konuya şu şekilde açıklık getirilmiştir:
“İzin
belgeleri, 13. maddede sözü edilenlere, rahim tahliyesi ve sterilizasyon için baş-
vurduklarında imzalatılır. Eşin, ya da vasinin gelmemesi halinde, bunların
sterilizasyon ya da rahim tahliyesine izin verdiklerine ilişkin yazılı ve imzalı
belge yeterli sayılır. Belgeyi getiren, imzanın sahibine ait olduğunun hukuki
sorumluluğunu kabul ettiğine ilişkin bir belgeyi de imzalamak zorundadır.”
Tüzükte yer alan düzenlemeden anlaşılması gereken, sterilizasyon
veya rahim tahliyesine ilişkin tıbbi müdahaleyi yaptıracak kişinin de
eşinin de rızasının yazılı olarak arandığıdır. Kanun’da bu rızanın alın-
maması halinde, yaptırımının ne olduğu konusunda da bir düzenleme
bulunmamaktadır. Aslında 2008 yılındaki kanun değişikliğine kadar