Background Image
Previous Page  405 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 405 / 485 Next Page
Page Background

Usûlüne Göre Yürürlüğe Konulmuş Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin ...

404

tarih ve 5170 sayılı yasa m. 7)’ten kısa bir süre sonra (07.05.2010 tarih

5982 sayılı yasa m. 18) yapılan bireysel başvuru yolu açılmıştır.

Kural tek antlaşmaya dayandırılmıştır: “Herkes, Anayasada gü-

vence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan

Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tara-

fından ihlâl edilmesi iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir”.

Görülüyor ki, bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için öngö-

rülen tek uluslararası antlaşma Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir.

Bu, 90. maddeye göre çok sınırlı ve net bir düzenlemedir. (90. madde

düzenlemesi için verilen 07 Mayıs 2004 tarihli önergede belirtilen in-

san hakları metinlerinden bazılarının yasanın “usûlüne göre yürürlü-

ğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir” tanımı-

na girdiği tartışmalıdır (örneğin BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi,

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği (Nihaî) Sonuç Senetleri gibi).

Buna karşılık bazı uluslararası antlaşmaların kapsam dışı bırakıl-

ması (özellikle ILO gibi) tartışmalıdır.

II- Milletlerarası antlaşmaların iç hukuktaki yeri:

1.

Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrası “usûlüne göre yürürlü-

ğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar

hakkında Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamayacaktır” hük-

münü içerir. Bu, antlaşmaları kanundan üstün bir konuma mı koy-

maktadır?

Bu aşamada, “normlar hiyerarşisi” (kurallar dizgesi) değişmek-

te midir? sorusu akla geliyor. Anayasanın tanımına göre antlaşmalar

Anayasa ile yasalar arasında bir basamak mı oluşturacaktır?

Anayasa, “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası and-

laşmalar kanun hükmündedir” (Any. m.90/son) dediğine göre ant-

laşmalar da kanun niteliğindedir; kanunlarla aynı düzeydedir. Zaten

yürürlüğü yasayla olmaktadır. (TBMM’den geçerek yasalaşmamış

antlaşmalar bunun dışındadır).

Öğretide her iki görüşü savunanlar var (Yasa ile aynı düzeyde gö-

renler (Prof. Ergun Özbudun, Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, Prof. Sevin

Toluner v.b.).