

TBB Dergisi 2013 (109)
Tunay KÖKSAL
447
Haziran 2003’de dünyanın en büyük ve en ünlü özel finans ku-
ruluşlarından bazıları Ekvador Prensiplerini kabul etmişlerdir. Bu yol
gösterici prensipler, kredi veren kuruluşların finanse ettikleri inşaat
projelerinin sosyal açıdan sorumlu ve çevresel açıdan sakıncasız geliş-
mesini garanti etmeyi amaçlamaktadır. Nitekim, Avrupa Uluslararası
Müteahhitler Birliği Genel Kurulu’nun 15 Nisan 2004 tarihinde İstan-
bul’daki konferansının konusunun “İhracat Kredi Sigortası ve Proje
Finansmanında Çevresel ve Sosyal Standartlar” olarak seçilmesi, ge-
lişmekte olan ülkelerdeki altyapı projeleri için uluslararası finansman
sağlamada yeni standartların önemini vurgulamaktadır.
2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne üye olan Çin, taahhütlerinin
aksine, kabul ettiği yeni hukuki düzenlemeler ile yabancı müteahhitle-
rin Çin’in inşaat pazarına girmelerinin önünde yeni giriş engelleri ya-
ratmıştır. Avrupa Komisyonu’nun ve diğer uluslararası kuruluşların
işbirliği içinde yürüttükleri Çin Hükümeti nezdindeki ikna çabalarının
kısmen başarılı olması sonucunda, Çin inşaat pazarına uluslararası in-
şaat şirketlerini daha fazla çekebilmek için, Çin’in yeni mevzuatının
yabancı müteahhitler için öngördüğü ikamet şartı, yabancı mühendis
sayısına getirilmiş olan sınırlamalar, belirli sermaye getirme mecbu-
riyetleri gibi pazara giriş engeli niteliğindeki kısıtlamalar yumuşatıl-
mıştır.
Yukarıda uluslararası müteahhitlik sektörünün gündemindeki
son gelişmeler böylece değerlendirildikten sonra, konuyu ülkemizin
yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü açısından ele aldığımızda
sektörün gündemindeki başlıca sorunlar olarak başlıca şu hususlar
dikkati çekmektedir: Bürokraside daha etkin bir koordinasyon oluş-
turma gereği, finansman bulma ve teminat mektubu temin etme güç-
lüğü, sosyal güvenlik, dış pazarlar hakkında bilgi edinme zorluğu,
tanıtım eksikliği, sektörün belli bölgelerde yoğunlaşması ve yeni pa-
zarlara açılamaması, iş alınarak faaliyet gösterilen tüm ülkeler ile “Çif-
te Vergilendirmenin Önlenmesi” ve “Yatırımların Karşılıklı Teşviki
ve Korunması” anlaşmalarının henüz tamamlanamamış olması, Türk
teknik müşavirlik ve mühendislik firmalarının yurtdışında yeterince
etkin olamaması, teknik ve tecrübe bakımından yetersiz Türk inşaat
firmalarının yurtdışında iş üstlenmesi nedeniyle sektörün olumlu ima-
jının zedelenmesi.