Background Image
Previous Page  115 / 453 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 115 / 453 Next Page
Page Background

Neoliberalizmde Devlet ve Kamusal Alan Üzerine Bir Bakış

114

Devletin kamusal alan dışındaki muhataplarına dayanarak “top-

lumsal kararlar” vermeye başlaması meşru hareket etmediğini göster-

mektedir; ancak meşruiyet sorununun olduğu, öncelikle yurttaşlarca

fark edilmelidir. Ekonomik gelişmelerle paralel olarak ortaya çıkan

katı bireycilik, sosyal algı üzerinde de etkili olmuş ve toplumsal değer-

lerin soyutlanmaya başlamasına neden olmuştur. Bu durum içindeki

bireyin katılımcı olmaktan uzaklaşması, sistemin ekonominin istediği

biçimde gelişmesi sonucunu doğurmuştur. Oysa bu çalışmanın çeşitli

bölümlerinde üzerinde durulduğu gibi ekonomik ve siyasal sistemler

beraber fakat ayrı kollardan ilerlerler ve siyasal sistemin “katılımcıla-

rı” eliyle geliştirilmesi gerekmektedir ki devlet ve güç sahibi grupların

çıkar dengelerine göre toplumun şekillendirilmesine son verilebilsin.

Bireylerin aktif birer yurttaş haline gelebilmeleri için ise kültürel bir

değişimin olması gerektiği söylenebilecektir..

Medya ise işlevinden uzaklaştığı ölçüde meşruiyetini kaybetmeye

başlamaktadır. Haber alma hakkı düşünce ve ifade özgürlüğü için de

zorunludur ve bireylerin katılımcı birer yurttaş haline gelebilmeleri

için medyanın rolü önemlidir. Ancak medyadaki tekelleşme ve eko-

nomi odaklı yayıncılık kamusallıktan uzaklaşılmasına ve haber alma

hakkının sağlıklı bir biçimde kullanılamamasına neden olmaktadır.

Kamusal alan ile devlet arasında önemli bir köprü olan sivil top-

lum kuruluşları da ancak kendi içinde demokratik olup toplumsal-

lığa yöneldiğinde, bu işlevini yerine getirebilmektedir. Sivil toplum

kuruluşlarının kendi içindeki işleyişinin baskıcı ve kapalı olması ya

da amaçlarının kamu yararından uzaklaşması; bu kuruluşları, tek tip

kişilik yaratmaya yönelen ve bireyin hem özel hem kamusal hayatını

tahakküm altına alan bir yapı haline getirecektir

Demokrasinin sağlanabilmesi için gerekli olan kamusal alan özel-

likle idarenin keyfilikten arındırılması amacı taşımaktadır. Dolayısıyla

devletin eylem ve işlemlerinin toplum tarafından bilinir hale gelmesi,

yurttaşların bilgi edinme hakkının olması ve toplantıların aleniliği,

kamusal alanın sağlıklı işleyişi ile doğrudan ilintilidir. Bu koşulların

sağlanmasındaki amacın kamusal alanın işlevsellik kazanması oldu-

ğu kabul edilmeli ve düzenlemeler bu anlayışla yapılmalıdır, zira ka-

musal alan denetim işlevi görür; uzaktan onay mekanizması değildir.

Kamusal alanın çöküş sürecinde bu alanın gerekli olup olmadığı

sorusu gündeme sıkça gelmektedir. Neo-liberal dönemde ortaya çı-