Background Image
Previous Page  293 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 293 / 421 Next Page
Page Background

Bir Mükellef Hakkı Olarak Mirasın Reddi

292

tadır. Buna “reddi miras”, “mirasın reddi” veya “mirasın kabul edilme-

mesi” denilmektedir.

Vergi hukukuna göre “reddi miras” mirasçılar açısından aynı za-

manda bir mükellef hakkıdır. Hukuki ve ekonomik durumunu daha

kötü hale getirebilecek, vergisel yükü, bırakılan mirasın parasal tuta-

rından daha fazla olan bir mirası kabul etmemek, vergi hukuku açı-

sından vergi yükümlüsüne tanınmış yasal bir haktır. Reddi miras; mi-

rasbırakanın borçlarının mal varlığından fazla olması halinde hemen

hemen tüm vergi mükellefi mirasçılar tarafından tercih edilen man-

tıklı ve ekonomik bir seçimdir. Mirasçıların vergi idaresiyle irtibata

geçerek mirasbırakanın vergi borçlarının öğrenme ve bu tutarı miras

ile karşılaştırarak kendileri açısından vergisel yükü fazla olabilecek

bir mirası kabul ya da reddetme hakları bulunmaktadır. Dolayısıyla

reddi miras, bir mükellef hakkıdır.

Reddi miras, mirasçıları korumaya yönelik bir müessesedir. Reddi

miras, miras hukuku açısından büyük önem arz eden mirasın reddine

yönelik hükümlerin yeterince açık olmaması nedeniyle birçok hukuki

sorun ve tartışmayı da beraberinde getirmektedir.

Medeni hukukta mirasın reddi, gerçek (hakiki) red ve hükmi

(hükmen) red olmak üzere iki şekilde de kabul edilmiştir. Gerçek red,

mirasçıların bu yönde bir irade beyan etmesinden kaynaklanırken,

hükmi red ise kanunun öngördüğü karineden kaynaklanmaktadır.

Özellikle mirasın hükmen reddi, uygulaması oldukça fazla olmasına

rağmen temel mantığındaki belirsizlikler nedeniyle çok farklı şekiller-

de uygulanmakta ve yorumlanmaktadır.

Mirasın reddine ilişkin hükümlerin kanunda yeterince açık olma-

ması nedeniyle, ileride ilgili kanun maddelerinde yapılacak düzenle-

melerde aşağıdaki önerilerin dikkate alınmasının yararlı olacağı dü-

şünülmektedir:

• Kanunda geçen, hükmen reddin bir şartı olarak mirasbırakanın

ölümü anında borçlarını ödeyemeyecek durumda bulunmasının

“açıkça belli” ya da “resmen tespit edilmiş” olması hükmünün

reddin bir şartı olarak aranmayarak, hükmen reddin kapsamının

genişletilmesi,