TBB Dergisi 118.Sayı

İdari Yargı Mercilerince Verilen Kararlara Karşı Yapılan Bireysel Başvurularda Başvuru Süresi

lir. Ayrıca, başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, başvurunun te-

mellendirilip temellendirilmediği, başvurunun anayasal açıdan önem

taşıyıp taşımadığı gibi daha sonra gelen kriterlere uygunluk açısından

başvuru incelenmez. Önemle vurgulamak gerekir ki belirtilen kriter-

ler kesin bir şekilde uygulanmamakta olup bazen bir kriterin diğeri

yerine kullanılması mümkündür.

SONUÇ

Başvuru konusu hak ihlalinin idarenin işlem veya eyleminden

kaynaklanması durumunda öncelikle 2577 sayılı Kanun’da yer verilen

usule uygun olarak iptal veya tam yargı davası açılarak ihlalin ortadan

kaldırılması yoluna gidilmelidir. Hak ihlalinin bu mercilerce gideril-

memesi ya da özellikle uzun süreli yargılama konusunda olduğu gibi

yargılama safahatına dair şikâyetlerin bu aşamada ortaya çıkması du-

rumunda otuz günlük süre içerisinde bireysel başvuruda bulunabilir.

Yine 4483 sayılı Kanun ve 6384 sayılı Kanun uyarınca nihai olarak

verilen Bölge İdare Mahkemesi kararlarına karşı otuz günlük başvuru

süresi içerisinde bireysel başvuru yoluna gidilebilir. Başvuru süresi-

nin başlangıç tarihi, başvurucunun nihai kararın bir örneğini aldığı

veya kararın varlığını öğrenip alabilecek durumda olduğu tarih göz

önünde bulundurulmak suretiyle belirlenir. Medeni yargı ve ceza

yargılamasından farklı olarak idari yargı merci kararlarına karşı ya-

pılacak başvurularda başvuru süresi kural olarak tebliğ tarihi dikkate

alınarak hesaplanır. Tebligat yapılmamış veya usulüne aykırı yapılmış

ise öğrenme tarihine göre de başvuru süresi hesaplanabilir.

İdari yargı mercileri tarafından verilen kararlara karşı g

enellikle olağan

kanun yolları tüketildikten sonra bireysel başvuruda bulunulmakta-

dır. 6216 sayılı Kanun ile otuz gün olarak belirlenen başvuru süresi

ile başvuruculara, başvuruda bulunup bulunmamayı değerlendirme

ve bu süre içerisinde ileri sürülecek şikâyet ve somut delilleri ortaya

koyma yönlerinden yeterli zaman sunulduğu düşünülmektedir.

Özellikle başvuru sisteminin yeni olması ve Anayasa Mahkeme-

si içtihatlarının tam olarak oluşmamış olması nedeniyle başvurucular

tarafından, başvuru süresinin başlangıcı ve sona ermesi ile başvuruya

konu tüketilmesi gereken yolların hangi olduğunun tam olarak bilin-

memektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruların