Background Image
Previous Page  266 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 266 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120)

Alp Aziz BACAK

265

bile, kişisel özellikleri örselenmeden, makul bir zaman diliminde bu

sonuca ulaşabilmeleri, sonuçta oluşan razı olma hali olarak değerlen-

direbiliriz.

2. Yargısal Memnuniyet Açısından Mevcut Durum;

Günümüzde yargı kararları hiç olmadığı kadar tartışılmakta ve

verilen kararlar bazen kamu vicdanını rahatlatamamaktadır. Kamu-

oyu araştırmaları, bireylerin “yargıya güven” duygularının yeterli ol-

madığını göstermektedir.

İlber Ortaylı, Türkiye’de yargıya güvensizliği şu ifadelerle açık-

lıyor: “Üst düzey kültür gruplarında yer edinemeyen, toplum haya-

tında söylem yeteneği, yazarlığı, yabancı dil bilgisiyle başvurulacak

biri konumuna yükselemeyen hukukçuların görevlerini tam yaptığı

söylenemez. Bundan başka toplum hayatını iyi gözlemleyemeyen hu-

kukçuların önerdiği çözümler ikna edici olamıyor, saygı uyandıramı-

yor. Saygı kazanamayan bir hukukçu zümrenin verdiği hükümler de

itimatsızlık yaratıyor.”

7

Türkiye’de, “hukuk devleti” anlayışının ve etkin bir yargılama

faaliyetinin olmazsa olmaz koşulları olarak kabul edilen hususların

eksik olması, hukuk devletine olan güveni sarsmaktadır. Hiç şüphe

yok ki yargılama hizmetinin iyi işlemediği kanaati, Türkiye’de en yay-

gın düşüncelerden biridir. Genel olarak toplum, yargıdan ve adaletin

işleyişinden hoşnut değildir. “Bu ülkede adalet yok…” ya da “yapanın

yanına kâr kalıyor…” gibi düşünceler, çok yaygın biçimde dile getiril-

mektedir. Yargıya duyulan güvenin azalması, buna bağlı olarak yar-

gıya saygının azalmasına da yol açmakta; yargının giderek bir ayak

bağı gibi algılanmasına yol açmaktadır. Bunun, toplumsal yaşamda

yol açtığı en büyük tehlikelerden birisi, kişilerin uyuşmazlıklarını yar-

gıyla görmekten çok, başka yollara yönelmeleri tehlikesi ve tehdidini

getiriyor olmasıdır. Özellikle, hızlı ve adil yargılama gerçekleşmeyin-

ce, yasa dışı gruplar, yol ve yöntemler ortaya çıkmaktadır.

Gerçekten hak aramanın son kapısında, bireyin ilk beklentisi “doğ-

ru ve güvenli yargılama”dır. Eğer bu gerçekleşmiyorsa güvensizlik ka-

çınılmaz olup, bu insan hakkının güvencesi öncelikle hâkimlerdir.

8

7

İlber Ortaylı, “Kırk Ambar Sohbetleri”, Aşina Kitaplar, Ankara, 2006, s.121

8

Çetin Aşçıoğlu, “Bir İnsanlık Hakkı Adil Yargılanma,” Cumhuriyet Bilim Teknik,