

Ev Hizmetlerinde Çalışanların Sigortalılığı
522
lirsiz aralıklarla geçici olarak ya da çağrı üzerine yapılıyorsa süreksiz
sayılacaktır”.
46
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 22.2.2013 tarihinde çıkarmış olduğu
2013/11 Sigortalılık İşlemlerine İlişkin Genelgesi’ne göre, “Ev hizmet-
lerinde ücretle çalışanların yapmış oldukları işin niteliği bakımından
öncelikle sürekli iş olup olmadığının belirlenmesi gerekmekte olup,
sigortalılığın sağlanabilmesi için evle bağlantılı işlerin ücretle ve belli
bir süreklilik içinde yapılıyor olması, süreklilik için çalışmanın belirli
bir yoğunluğa ulaşması şartının aranması gerekmektedir. Çalışanın
her hafta aynı gün aynı eve ev işinde çalışmak üzere gelmesi hali sü-
rekli çalışma olarak nitelendirilecek, belirsiz aralıklarla ve çağrı üze-
rine yapılıyorsa, bu durumda ne kadar sürmüş olursa olsun, süreksiz
çalışma olarak değerlendirilecektir.”
Belirttiğimiz bu düzenlemeler çerçevesinde 6552 sayılı Kanun’la
getirilen düzenleme öncesinde aşçı, hizmetçi gibi ücretli ve sürekli
olarak ev hizmetlerinde çalışan kişiler 5510 sayılı Kanun bakımından
46
“Somut uyuşmazlığın incelenmesinde davacının, uzun bir süreye ilişkin olarak
ev hizmetlerinde sürekli çalıştığından bahisle sigortalı olduğunun tespitini talep
ettiği, davalıların davacının çalışmasının sürekli olmadığı, başka işverenlere ait
işyerlerinde de çalışmasının olduğu yönünde itirazda bulundukları anlaşılmakta-
dır. Bu kapsamda, davacının kesintisiz olduğunu iddia ettiği çalışmasının gerçek-
liği, kapsam ve niteliğiyle, süresinin belirlenebilmesi amacıyla yapılan araştırma
hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece; öncelikle davacının çalışmasının
süreklilik arz edip etmediğinin netleştirilebilmesi için; konutun kapsamı, hangi
işlerde çalıştığı, bu çalışmalarının ne kadar süreyle yapılabileceği, buna göre çalış-
masının tam zamanlı çalışmayı gerektirip gerektirmediği, dolayısıyla hizmet iliş-
kisinin unsurlarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmalı, davacıya ödeme
yapıldığını gösterir banka kayıtlarının 2010-2011 dönemine ait olması karşısında
önceki döneme konu sürelere ilişkin ödemelerin nasıl yapıldığı varsa yazılı delil-
lerle tartışılmalı, tanık beyanında davacının eşinin apartman görevlisi olduğunun
bildirilmesi karşısında, tarafların birlikte aynı apartmanda oturup oturmadığı, da-
vacının apartman görevlisi olan kocasına yardım amacı ile temizlik veya özellikle
apartman alışverişi yapıp yapmadığı, davacının farklı işverenler veya işyerlerinde
çalışıp çalışmadığı, davaya konu dönem içinde doğum, hastalık ve benzeri neden-
lerle çalışmasına ara verip vermediği, 19.10.2011 tarihli tutanakta adı bulunanlar
ile dinlenmeyen iki davalı tanığı ve aynı apartmanda oturanlar ile yörede komşu
işyeri sahipleri veya çalışanları kolluk vasıtasıyla araştırılarak bilgi ve görgülerine
başvurulmalı ve sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi neden-
lerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu açıklığa kavuşturul-
malı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak
biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varıla-
cak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.” Yarg. HGK., 5.2.2014, 2013/10-2280,
2014/65. (Kişisel arşiv).