

TBB Dergisi 2015 (121)
Tevfik Sönmez KÜÇÜK
85
lidir. Gerçekten, SPK, nihai amacı genel başkanlık düzeyinde kadın
kotasını uygulamak olan eş genel başkanlığa ilişkin olarak, eş genel
başkanlardan birinin mutlaka kadın olması gerektiği ile ilgili bir te-
minat kabul etmediği gibi, eş genel başkanların, parti tüzüklerinde
kendilerine tanınan yetkileri kullanmaları aşamasında karşılaşılacak
sorunları da çözmemektedir. Ayrıca, Türkiye’de bu sistemin, partilerin
mevcut genel başkanları dışında “gölge liderlerin”
ortaya çıkmasına
yol açabileceği ve bu liderlerin parti içinde eş genel başkanlık nedeniy-
le oluşabilecek iktidar boşluğundan faydalanarak, parti içi düzen ve
işleyişe bütünüyle nüfuz edebileceği ileri sürülebilir. Bu husus, özel-
likle toplum tarafından mevcut eş genel başkanların, ilgili partinin
gerçek lideri olarak görülmemesi halinde gündeme gelir. Her ne kadar
eş genel başkanlar, parti tüzükleri ile belirli yetkilerle donatılmış olsa
da uygulamada bu kişiler,
“emanetçi genel başkan” profili çizmekten
kurtulamayabilir ve partinin iç düzen ve işleyişi parti içi demokrasi
ilkesine aykırı bir biçimde “gölge liderin” hâkimiyeti altına girebilir.
SPK’da yapılan değişiklik doğrultusunda partilerin belde teşkila-
tı kurma zorunluluğunun kaldırılması konusu da parti içi demokrasi
ilkesi çerçevesinde eleştiriye açık bir düzenlemedir. Şöyle ki; yukarıda
belirtildiği gibi Türkiye’de partilerin örgütsel yapılarına ilişkin olarak
çözülmesi gereken asıl sorunu, partilerin mahallî düzeyde üyelerin,
parti içi karar ve seçim süreçlerine katılımına olanak verecek biçimde
örgütlenmesinin yasaklanması oluşturur. Oysa belde teşkilatlanma-
sının kurulması ile ilgili olarak partilerin serbest bırakılmaları duru-
munda partiler, yerel düzeyde sadece ilçe örgütü kurabilirler. İlçe ör-
gütünde üyelerin katılımı ise yalnızca bu örgütün karar alma makamı
konumunda olan ilçe kongresi delegelerinin seçilmesinden ibarettir.
Böylelikle, partilerin belde teşkilatı kurma zorunluluğunun kaldırıl-
masının, parti üyelerinin, parti içi irade oluşumuna etkisini daha da
güçleştireceği ileri sürülebilir. Kaldı ki, daha önce işaret edildiği gibi
SPK’nın mevcut haliyle belde teşkilatlarını, teknik anlamda bir örgüt
kademesi olarak bile kabul etmek mümkün değildir. Kanun koyucu-
nun, partilerin belde örgütünü daha da etkinleştirmek ve SPK’da par-
tilerin örgütsel yapıları ile ilgili kabul edilen yasağı kaldırmak yerine,
belde teşkilatı kurma zorunluluğunu kaldırmasının parti içi demokra-
si ilkesini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır.