

TBB Dergisi 2016 (122)
Hasan YESİLYURT
253
5. DEĞERLENDİRME
Türk vergi sistemi kaynağı açısından gelir ve kazançlar, servetler
ve harcamalar/işlemler üzerinden alınan vergilerden oluşmaktadır.
Vergilemede esas olan kişilerin ya da kurumların gelir ve kazanları
üzerinden vergi alınmasıdır. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülke-
mizde de harcamalar ve işlemler üzerinden vergi alınması giderek ar-
tan bir önem kazanmıştır. Mali anesteziye (uyuşma)
28
uygun olduğu
için yoğun bir uygulama alanı bulan özel tüketim vergisi ve katma
değer vergisi gibi dolaylı vergiler bugün bütçemizi finanse eder hale
gelmiştir. Son yıllarda ülkemiz bütçesinin neredeyse üçte ikisi dolay-
sız vergilerle finanse olmaktadır ve bu oran her geçen yıl artmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde ve OECD ülkelerinde dolaysız vergilerin toplam
vergi gelirleri içindeki payı ülkemizdekinden çok daha düşüktür. Bu
ülkelerde gelir ve kazançlardan alınan vergilerin toplam vergi gelirle-
ri içindeki payı ülkemize göre yüksektir ve olması gereken de budur.
Çünkü vergi her ne kadar devletin egemenlik yetkisine dayalı olarak
topladığı bir kamu geliri ise de vatandaşın bilinçli ve farkında olarak
ödediği bir yükümlülüktür. Dolaylı vergiler mal ve hizmetin içinde
gizli oldukları için mal ve hizmet satın alırken vatandaş bu verginin
farkında bile olmamaktadır. Oysa dolaysız vergiler mükellefin elde et-
tiği gelirden veya sermayesinden, sahip olduğu vergi bilinci veya vergi
ahlakı seviyesine göre beyan edip vergi ödemesi üzerine kurulmuştur.
Dolaylı vergilerin kişilerin vergi ödeme gücünü ve kişisel durumlarını
dikkate almadığı için adaletsiz olduğu kabul edilen bir görüştür.
Ülkemizde maalesef dolaylı vergiler her geçen gün artan bir şekil-
de uygulama alanı bulmaktadır. Bunda önemli bir etken sektörlerin
teşvik edilmesi veya yatırımcının çekilmesi sebebiyle gelir ve kurum-
lar vergisi alanında ucu kaçırılan istisna ve muafiyet uygulamalarıdır.
Oysa bir taraftan mükelleflerin kurumsallaşması ve güçlendirilmesi
teşvik edilirken bir taraftan da bu vergilerden toplanan vergi gelir-
lerinin arttırılması gerekmektedir. Vergi denetimlerinin de istenen
düzeyde olmaması bu vergilerden oluşan vergi erozyonunu artırmak-
tadır. Dolaysız vergilerdeki bu erozyon sebebiyle otorite ÖTV, KDV,
28
Kişilerin, mal veya hizmetin fiyatının içine gizlenmiş olması sebebiyle ödedikleri
verginin farkında olmamasıdır. ÖTV ve KDV gibi harcamalar üzerinden alınan
vergiler mali anesteziye oldukça uygundur.